Search Results

En iyi yönetmen Oscar'ını aldığı La La Land sonrası müzikal gibi yapımların tadını almış olacak ki Damien Chazelle yine bol müzikli bir yapımla ekranlara geliyor. Mayıs ayında Netflix içeriğinde yerini alacak The Eddy'den ilk ipuçları da gelmeye başladı. Müzikalimsi bir havada olacak dizi Paris'te bir caz kulübü işleten bir karakteri odak noktasına alacak. Canlı müzik yapılan bu gece kulübündeki hareketli yaşamı, Paris'in koşuşturması ve sanatçıların inişli çıkışlı yaşamları arasındaki etkileşim üzerine kurgulanan The Eddy Berlin Film Festivalinde ilk gösterimini de yaptı. 8 bölümlük bu mini dizinin senaryosu ise Junkyard Müzikali'nde de imzası bulunan Jack Thorne tarafından yazıldı. Kulüp sahibi olarak Andre Holland'ı izleyeceğimiz dizi de Joanna Kulig, Tahar Rahim, Melissa George, Amandla Stenberg gibi isimler de yer aldı. Çok bir fikir vermese de tanıtım filmini buraya bırakıyoruz.

Chuck 70 versiyonlarının ardından Converse hibrid bir model ortaya koydu. Erx, One Star ve Pro Leather harmanı olan CPX70 alıştığımız Converse siluetine sadık ama farklı bir karaktere sahip. Sadece ton farklılıkları içeren farklı malzemeleri barındıran Cpx70 sadeliğiyle ön plana çıkıyor. Marka yüzeyi, dil ve topukta kullanılan hafif kirli beyaz süet kısım Cpx70'in sadeliğini hafifçe kırıyor. Converselerde alışkın olmadığımız kopuk ve kabartılı bir görüntüye sahip şeffaf kauçuk taban ise karakteri ortaya koyan bir eklenti olmuş. Cpx70'İ 128 dolarlık fiyatıyla Browns'da bulabilirsiniz. Foto: brownsfashion.com

Sunday Service günleri ile kendi nirvanasını yaşayan Kanye West kimsenin beklemediği bir şovla Paris Moda Haftası'nda boy gösterdi. Bir müzik ibadeti olarak sunulan ve West'in kendince bir elçilik rolü üstlendiği ayin tadındaki gösterisi Théatre Bouffes Du Nord'da gerçekleşti. Sarah Andelman, Simon Porte Jacquemus, Jean Touitou gibi bir çok moda dehasının yanı sıra, önde gelen editörler ve periferik moda düşkünlerinin yer aldığı etkinlik sabahın sekizinde gerçekleşmesine rağmen yoğun bir ilgiyle karşılandı. Kanye West'in şarkılarının gospel versiyonlarını sunan koroda West de yer aldı. Koroyla birlikte oldukça sade, bej, artık klasikleşmiş, kıyafetleri giyen Kanye West ön planda olmayarak mütevazilik mertebesine de göz kırptı. Masif ahşaptan, cilasız, gösterişten uzak bir piyanonun da yer aldığı gösteri adeta İsa'nın ahşap kadehine bir gönderme gibiydi. Moda şovlarına nazaran toplayıcı ve bir araya getirici dairesel bir formda gerçekleşen etkinlik bir ritüel haline gelmesi ve kutsal bir ayin görüntüsü ile de akıllara kazındı. Etkinliğin bir başka dikkat çeken yönü ise Kanye West'in ayağında daha önce hiç görülmemiş bir Yeezy modeli olmasıydı. Önümüzdeki günlerde çıkacak Yeezy 8'in ilk defa gün yüzüne çıkmış oldu. Foto: @booth twitter

Lil Dicky olarak tanınan komedyen ve rapçi David Andrew Burd'un hayatından esinlenen Dave adlı dizi bu ay ekranlardaki yerini alıyor. Kevin Hart'ın yapımcılığını üstlendiği dizi 20 yaşında, ailesi ile birlikte yaşayan ve ünlü bir hiphopçu olma hayaliyle yaşayan Dave'in hikayesi. Dave'in hayali, internette bulduğu bir şarkı üzerine yazdığı sözlerle gerçekleşmeye başlar ve sanal dünyada milyonlar tarafından dinlenilmeye başlar. Fakat şarkının telif haklarını elinde bulunduran kişi Dave'in peşine düşer ve olaylar gelişmeye başlar. Taylor Misiak, Andrew Santino, GaTa, Travis Bennett ve Christine Co gibi komedyenlerin yer aldığı yapımda bir çok rapçinin yer alacağı açıklandı. İlk sezonda Eminem, Puff Daddy isimleri kesinleşirken sürprizlere de açık olmamız bekleniyor.

2017'de, 90 yaşında, hayata gözlerini yuman rock müziğin efsanesi Chuck Berry'nin hayatını anlatan belgeselden yeni bir tanıtım filmimiz oldu. Chuck Berry: The King Of Rock'n'Roll adlı belgeselde çocukluğundan itibaren efsanenin hayatına şahit olacağız. Daha önce Berry'nin hayatının belirli dönemlerine odaklanan film ve belgesellerin aksine tüm yaşamını konu alan The King Of Rock'n'Roll'da ailesiyle yapılan röportajların yanı sıra Alice Cooper, Joe Perry, Gene Simmons gibi isimlerden de dinleyeceğiz sanatçıyı. Mvd Entertaintment tarafından çekilen belgeselin yönetmen koltuğunda ise Jimi Hendrix, B.B. King ve Mick Ronson gibi isimlerin belgesellerini yapmış olan Jon Brewer oturuyor. İlk gösterimini geçtiğimiz yıl Neshville Film Festivali'nde yapan belgeselin platformlarda yayınlanması bekleniyor.

Çokça hakettiği En İyi Görüntü Yönetmeni Ödülü ile 76. Venedik Film Festivali'nden dönen The Painted Bird'in tanıtım filmi yayınlandı. Tobruk ve Mazany Filip'İn yönetmeni Vaclav Marhoul imzası taşıyan yapım bir 2. Dünya Savaşı filmi. Jerry Kosinski'nin Polonya'da uzun bir dönem yasaklanan aynı adlı kitabından uyarlanan film Yahudi bir çocuğun sığınacak yer ararken karşılaştığı zorluklara ve mücadelesine odaklanıyor. The Painted Bird savaş sürecinin küçük bir bünye üzerindeki etkilerini ve şiddetin çocuklar üzerinde bıraktığı izleri gözler önüne seriyor. 35 mm ile siyah beyaz çekilen film sahillere vuran çocukları gördüğümüz günümüzde 55 derece, laktozsuz süte çift çekim kahvelerimizi boğazımıza dizmek istiyor. Yaşamıyor olsak da, orada bir yerlerde çocuklar bu şiddetle başbaşa kalıyor ve otosansürümüz bize "elimizden ne gelir ki" dedirtiyor. Cem Adrian'ın İnce Buz Üstünde Yürüyorum şarkısındaki sözlerle bitirelim The Painted Bird'i; "Hayat, daha kaç kere vurup, kaç kere kıracak Kaç kere yıkıp, kaç kere savuracak Kalbim kalbim, daha kaç kere çarpıp, kaç kere duracak Kaç kere inanıp, kaç kere unutacak"

Bir sinema düşkünü, blogger ve sanatçı Thomas Duke filmlerin akılda kalıcı sahnelerinin çekildiği yerleri keşfederek ekrandaki kareyi ve mekanı bütünleştiren bir çalışmaya imza atmış. Stepping Through Films adlı çalışmasında sanatçı Fransa, İngiltere, Galler, New York gibi bir çok farklı lokasyonda bu eşleştirmeyi yapmış. Sahneyi fonla birleştiren Stepping Through Films ekranda gördüğümüzden daha geniş bir açıyı da bizlere sunuyor. Hayat biraz zorlaştığında kaçabileceği bir yer olarak gördüğü filmlere doğru bir adım atmış sanatçı.

Rengarenk şovları, çılgın yaşam tarzı, abartılı kıyafetleri ve sivri çıkışlarıyla gösteri dünyasının ön plandaki isimlerinden Lady Gaga bir tekli yayınladı. Daniel Askill yönetmenliğinde bir video ile birlikte paylaşılan Stupid Love adlı şarkı Bloodpop, Tchami ve Grammy ödüllü Max Martin birlikteliğinin bir ürünü. 2016'da son stüdyo albümünü çıkaran Lady Gaga şu ara yeni bir albüm sürecinde olduğunu da açıkladı. Bir dans albümü olacak demesine rağmen albüm sürecinde sık sık duygu iniş çıkışları yaşayan sanatçı şiirler yazdığını ve bunları yazarken de gözyaşlarını tutamadığını da belirtiyor.

2017'de çıkardığı Ctrl albümü sonrası oldukça yoğun bir üç yıl geçiren SZA en son The Weeknd ve Travis Scoot ile birlikte bir G.O.T. albümü olan For The Thrones için Power is Power'da yer almıştı. Geçtiğimiz günlerde Rolling Stone'a verdiği ropörtajda Timbaland, Sia ve Pharrell Williams ile birlikte yeni projeler üzerinde çalıştığını öğrendiğimiz SZA işbirlikleriyle devam ediyor. SZA şimdi de karşımıza bu aralar stüdyoda olduğunu bildiğimiz Justin Timberlake ile birlikte çıktı. Timberlake'in yeni animasyon filmi Trolls World Tour için bir araya gelen ikili The Other Side adlı şarkılarını yayınladılar. Bu füturistik ve ışıl ışıl klibi izlemek isterseniz sizi aşağıya alabiliriz.

Bize de gelir mi diye heyecanlandık ve baktık ama Björk yeni çıkacağı turnede bize yer vermemiş. Zaten uzun süredir bir çok grup ve sanatçının listesinde yer alamıyorduk ama sevdiği sanatçılardan turne haberleri geldikçe bakmadan yapamıyor insan. 2017'de çıkardığı Utopia albümü sonrası en son karşımıza Manhattan'da butik bir otel olan Sister City'de karşımıza çıkan ve yapay zeka destekli lobi müziği tadında bir performans gerçekleştiren İzlandalı, çıkacağı yeni turnede, Björk Orkestra çalışmalarının akustik versiyonlarını sunacak. Rusya, Finlandiya, Almanya, Fransa ve İngiltere ayaklarından oluşan mini turne 2 Temmuz'da Moscova'dan başlayıp, 26'sında Cheshire'daki Bluedot Festivali'nde sonlanacak.

Johhny Depp'li Minimata'dan üç küçük tanıtım filmi geldi. 70. Berlin Film Festivali'nde bekleneni verememiş gibi gözükse de Johhny Depp'in performansı pek sevilmiş gibi duruyor. Savaş fotografçısı W. Eugene Smith'in Minimata Körfezi'ndeki çevre felaketini haberleştirmesini anlatan film Smith'in eşi Aileen Mioko'nun Minimata kitabından uyarlanmış. Minimata, 1932'den itibaren, 30 yıla yakın bir süre kimyasal atıklarını körfeze boşaltan Chisso Coorparation'ın peşine düşen Eugene Smith'in mücadelesini anlatıyor. Kıyı şeridinde artan civa zehirlenmeleri sonrası ortaya çıkan felakete odaklanan filmin senaryosu David Kessler tarafından kaleme alınmış. Filmde Johhny Depp'in oyuncu arkadaşları ise Minami Hinase, Bill Nighy, Tadanobu Asano, Kathrine Jenkins ve Westworld'den de tanıdığımız Hiroyuki Sanada. Son dönemlerini inişli çıkışlı geçiren Johhny Depp'in kendini özdeşleştirdiği Eugene Smith de 2. Dünya Savaşı'nda fotografçılık yapmış, savaş sonrası depresyona girmiş ve intiharın eşiğinde olan bir karakterdi. Hem Smith hem de Minimata için kurtuluşun başlangıcı olan bu yolculuğu Johhny Depp bünyesinde izlemek kulağa cazip geliyor. Film 25 Eylül'de gösterime girecek.

Artık takip edemez olduğumuz Star Wars evreni şimdi de bizi Phantom Menace'dan 200 yıl öncesine götürmeye hazırlanıyor. Lucasfilm'in bugün yaptığı açıklamaya göre animasyon formatında olacak hikaye 5 kitap ve çizgi romandan oluşacak. "Jedi"ların Galaktik İmparatorluk'u kontrol altında tuttuğu, barış ve adaletin koruyucusu olarak hizmet verdiği dönemi anlatacak hikayeler Ağustos ayında yayınlanacak. Jedi düzeninin en güçlü olduğu bu dönemde "uzay Vikingleri" Nhiller ile karşı karşıya gelecek "Jedi"lar. Yapımcıların "Jedi"lar için galaktik genişleme süreci olarak belirttikleri dönemde yeni kültürler keşfederken yeni düşmanlar ve dertlerin de ortaya çıkışına şahit olacağız. Star Wars: High Republic serisi Light Of The Jedi, In To The Dark, A Test Of Courage, Adventures ve "sade" High Republic kitaplarından oluşacak. Hikayelerin hiçbirinin şu an planlanan film projelerinin hikayeleriyle çakışmayacağını da belirtelim. Lucasfilm'in başkanı Kathleen Kennedy bu yeni serinin geçeceği zaman aralığını "yazarlarının keşfedeceği, zengin ve bereketli bir dönem" olarak tanımlaması da hikayelerin bu kadarla sınırlı kalmayacağını düşündürüyor.

Fransız sokak sanatçısı Ludo yine Paris sokaklarında.... Ludo, "çalışmalarım bizi uzun süredir devam eden kolektif bir inkardan kurtarmak istiyor, tekrarlanan doğal afetlere rağmen, kendi kırılgan durumumuzu reddediyoruz. İnsanlığın bu gezegen üzerindeki saltanatı tehlikeli ve geçici bir yanılsamadır" diyor. Bizi etkileyen ve çevreleyen şeyleri konu eden sanatçının hedefinde bu sefer de iki global marka PSG ve Netflix var. "Doğanın intikamı" olarak adlandırılan çalışmalarda sanatçı, çizgisinden çıkmadan, siyah beyaz baskıların üzerine yeşilin vuruculuğunu kullanarak aktarmış mesajlarını. Karakteristik unsurlarını kullanarak yarattığı melez çizimler ile izleyiciye kendi içinde bulunduğu durumu yansıtmaya çalışan Ludo sakin görünen dokunuşlarıyla şiddetli mesajlar iletiyor. Parisien Ketchup adlı işiyle doğup büyüdüğü toprakların futbol takımına hicivde bulunan sanatçı, alınan yanlış kararlar ve takımın aldığı kötü sonuçları hedef tahtasına almış. Nature(Netflix)Morte adlı çalışma da ise "devrim televizyonda olmayacak" sözleriyle instagram hesabında paylaşıldı. Foto: @thisisludo ig

Alman moda markası Gmbh ve Asics işbirliğinde "alınasılar" listemize üst sıralardan girecek bir model geldi. Geçtiğimiz günlerde Gmbh tasarım direktörü Serhat Işık'ın "geliyor, gelmekte olan" tadındaki paylaşımlarıyla ortaya çıkan model sonunda satışa sunuldu. GEL-Nandi 360 isimli model haki/pembe ve siyah/haki renklerde iki farklı versiyona sahip. Zeytin yağı tonlarındaki parlak hakilerle oldukça taze bir görünüme sahip olurken metalik görünüme bürünmüş parlak siyah ise şık bir versiyon olarak çıkıyor karşımıza. Geçtiğimiz sene yine bir araya gelen iki marka Gel - Kayano 5 OG modelini çıkarmışlardı. Asics ve Gmbh bir arada olmaktan keyif almış olacaklar ki Gel-Nandi 360 ile devam eden bu birliktelik eylül ayında yeni bir versiyonun da sinyallerini veriyor. İçinde beyaz içeren bir takip koleksiyonu olacağı söylentileri ise şimdiden konuşulmaya başladı. Görünen o ki Nandi ailesi büyüyerek devam edecek.

İlk gösterimini 18. Tribeca Film Festivali'nde gerçekleştiren ve en iyi senaryo ile en iyi erkek oyuncu ödülleriyle geri dönen Nuh Tepesi ilk tanıtım filmini yayınladı. Haluk Bilginer, Ali Atay ve Hande Doğan Demirli kadrosuyla Adana Film Festivali'nde de gövde gösterisi yapan Nuh Tepesi kısa metraj filmleriyle tanıdığımız Cenk Ertürk'ün ilk uzun metrajlı filmi oldu. İlk filmden çıtayı oldukça yukarı koyan Ertürk filmin aynı zamanda senaryosunu da yazan isim. Film ölüm döşeğinde olan babasının son arzusunu yerine getirmek isteyen Ömer'in hikayesini anlatıyor. Diktiği ağacın dibine gömülmek isteyen bir baba, bu isteği yerine getirmek isteyen oğul ve ağacın Nuh Peygamber tarafından dikildiğine inanan köylüler arasında yaşananlara odaklanıyor Nuh Tepesi. Film kamera arkasından da oldukça güçlü isimlere sahip. Filmin kurgusunda The Favourite ile Oscar'a da uzanan Yorgos Mavropsaridis yer alırken, görüntü yönetmenliğinde ise Dead Pigs'de muhteşem bir işe imza atmış olan Federico Cesca'yı görüyoruz.

Kendin yap denilen zanaatkar koleksiyonlarından esinlenen Vans klasik modellerini deri ile harmanlayarak yepyeni bir görüntüye bürüdü. Overply Paketi olarak adlandırılan modeller Slip-On, Era ve Oldsckool üzerinden yorumlandı. Yeni bir bakış açısı olarak tanıtılan "sneaker"lar özel bir görünüm için deri ile kaplanmış. Ağır kanvas üst kısımlar, yastıklı yakalarla tamamlanırken, elastik yan yüzeyler ve testere dişi tabanla sonlanmış. Era silueti donanma kanvası üzerine deri olarak yorumlanırken her iki malzemede de aynı renk kullanılarak bir bütünlük ve monokrom bir görüntüye ulaşılmış. El dikişiyle değerli kılınan Era şık bir görüntüye de sahip olmuş. Beyaz pamuklu tuval üzerine karmaşık dikişlerle vurgulanan deri yüzeyleriyle Slip-On silueti rahat, narin, zarif gibi sıfatları üzerine giymiş. Old Skool ise deri kaplamaları ve Vans'ın Sidestripe'ı ile görüntüsünden hiçbir şey kaybetmeden daha net, daha güvenli ve daha ağır bir karakter edinmiş.

Two Popes ile adaylığında Oscar'a uzanamamış olsa da Anthony Hopkins muhteşem oyunculuğunu yeni bir filmle taçlandırmaya devam ediyor. Hopkins Cus And Mike adlı filmde efsane boksör Mike Tyson'ın antrenörü Cus D'Amato'ya hayat verecek. Geçtiğimiz yıllarda birçok defa gündeme gelen projede oyuncu ve yönetmen olarak bir çok farklı oyuncunun adı geçmişti. En son Martin Scorsese'nin adı yönetmen olarak anılmıştı ama ihale Hangover II ve The Other Woman gibi filmlere imza atan Nick Cassavete'ye kalmış gözüküyor. Henüz Mike Tyson'ı kimin oynayacağı netleşmiş olmayan film boksörün Cus D'Amatoyla olan ilişkisini anlatacak. Tyson'ın başarılarla dolu kariyerinin yanında özel hayatındaki çalkantılarda Cus'un yaklaşımı ve etkisini izleyeceğimiz hikaye Patriot Pictures tarafından beyaz perdeye yansıtılacak. Hikaye Desmond Nakano'nun senaryosuna ve Montieth Illingworth'un Mike Tyson: Money, Myth and Betrayal kitabına dayanıyor.

The Big Lebowski ile hayatımızın ikonlarından biri The Dude'a hayat veren Jeff Bridges ve kızı Isabelle Bridges-Boesch'den sürpriz bir çocuk kitabı geldi. Dark Horse Comics yayınevi tarafından çıkarılan Daddy Daughter Day adlı kitabın çizimleri Jeff Bridges kaleminden çıkarken öyküler ise Isabelle tarafından yazılmış. Baba kız olarak birlikte vakit geçirmenin bir yöntemi olarak çıkan öykü fikri zamanla ciddiyet kazanmış. Bir baba ve kızının ilişkilerindeki yakınlığı ve sevinci bulmak için bir ilham kaynağı olarak gördükleri bir başlangıç noktası olan Daddy Daughter Day evlerinin arka bahçesini kil atölyesi, güzellik salonu ve bir sirk haline getiren ikilinin maceralarını anlatıyor.

2018'de aramızdan ayrılan, Sicario, The Theory Of Everything, Arrival ve Prisoners gibi filmlerin müziklerini yapan besteci Johan Johannsson'un son ve tek uzun metraj filmi Last And First Men'den bir tanıtım filmi geldi. 70. Berlin Film Festivali'nde ilk gösterimini yapacak olan film Johannsson'un turnelerinde kaydettiği görüntülerin bir derlemesi. Olaf Stapledon'un 1930 tarihli Last And First Men: A Story Of The Near And Far Future ve fotografçı Jan Kempenaers'in Spomenik adlı kitaplarından uyarlanan filmde Tilda Swinton da anlatıcı olarak yer alıyor. End Of Summer adlı bir de kısa filmi bulunan Johan Johannson filmin senaryosunu José Enrique Macian ile birlikte yazmış.

Dünyanın kuş uçmaz, kervan geçmez bir köşesinde açtığı kafesinde sadece kırk yılda bir geçen turistlere ve yerel halka hizmet veren Clint'in hikayesini izleyeceğimiz Siberia'dan bir tanıtım filmi geldi. Dünyadan uzaklaşmak ve kendi iç dünyasıyla başbaşa kalabilmek adına böyle bir yaşamı seçen Clint'in hafızası ve haya gücü arasında gitgeller yaşayan Clint'in hikayesi bir Abel Ferrara filmi. Siberia, tüm geçmişinden uzaklaşıp, huzuru aramaya başlayan birinin içinde yaşadığı mücadeleye odaklanıyor. Yönetmenin başrolü emanet ettiği isim ise yine Willem Dafoe. 4:44 last Day On Earth, Go Go Tales, New Rose Hotel, Tomasso ve Pasolini de birlikte çalışan ikili 6. kez bir araya gelmiş. Willem Dafoe'ye filmde Daunia Sichov, Simon McBurney, Daniel Giménez Cacho, Christina Chiriac, Fabio Pagano eşlik ediyor. 70. Berlin Film Festivali'nde de boy gösterecek Siberia Amerika gösterimine 19 Mart'ta giriyor. Ülkemiz yayınlanıp yayınlanmayacağı henüz belli olmamakla birlikte festival filmi olarak görmemiz daha mümkün görünüyor.