Search Results

Animasyon filmlerinde bir devrim yaratan Pixar'dan yepyeni bir hikaye daha geliyor. Toy Story, Wall-E, Coco ve Inside Out gibi bir çok unutulmaz yapıma imza atan ve çok geniş bir yaş aralağını kendine bağlamayı başaran Pixar yarattığı unutulmaz karakterlerle dolu yapımlarına bir yenisini daha ekliyor. Yapımcıların uyarlamalara ağırlık verip risklerini minimize etmeyi tercih ettikleri şu dönemde yeni bir projeyle ortaya çıkan Pixar da, son dönemde, Cars, Finding Dory ve Incredibles gibi devam filmlerine ağırlık vermeyi tercih eden firmalar arasındaydı. Ünlü caz kulübü The Blue Note'ta çalmak gibi bir hayali olan müzik öğretmeni Joe Gardner üzerinden spiritüel dünyaya bir yolculuğun hikayesi olan Soul gerçek seni ortaya çıkarmaya odaklanıyor. Kanalizasyona düşen Joe Gardner'ın ruhu bedenden ayrılıyor ve geçtiği alemden geri dönüşün yollarını ararken hayata dair bir çok sorunun da cevabını keşfediyor. Müziklerini, The Social Network ile Oscar kazanan Trent Reznor ve Atticus Ross'un bestelediği filmin yönetmenliğini ise bir diğer Oscar'lı isim Pete Docter ile Kemo Powers üstleniyor. Filmin Akademi Ödüllü kadrosunu sayarken seslendirmesinde de Jamie Foxx'un olduğunu belirtelim. Seslendirme kadrosundaki diğer isimler ise Tina Fey, Daveed Diggs ve John Ratzenberger de yer alıyor. Soul 19 Haziran 2020'de gösterime girecek.

Lego'dan köklere gönderme yapan bir yıldönümü kutlaması... Ole Kirk Kristiansen'in ahşap oyuncaklar yaparak başlattığı ve zamanla ahşabı bırakıp plastik üretime geçen Lego, hem şirketin geçmişini hem de yapılan ilk plastik mini figürü kutlamak adına, sınırlı sayıda ahşap bir mini figür üretti. İlk mini figürün beş katı daha büyük olan ahşap figür, Lego tarihini içeren, 28 sayfalık bir kitapçık ve 29 ek Lego parçası ile birlikte satışa sunuluyor. 853967 numaralı mini figür 780 özel Lego mağazasında 120 $'a satılıyor. fotograglar: Lego.com

The Handmaid's Tale'de mücadeleci bir karaktere imza atan Elisabeth Moss'un, bu sefer de, görünmez bir adamla olan mücadelesini izleyeceğiz The Invisible Man'de. Film, şiddet gördüğü eski erkek arkadaşının intihar etmediğini, aslında görünmez olduğunu ve kendisiyle uğraşmaya devam ettiğini çevresindekilere ispatlamaya çalışan Cecilia'nın hikayesini anlatıyor. Bilim kurgu denince akla gelen ilk isimlerden H.G. Wells'in romanından, birebir uyarlama olmamakla birlikte, esintiler içeren filmin yönetmenliğini Leigh Whannell üstlenmiş. Upgrade'den tanıdığımız yönetmen aynı zamanda filmin senaryosunu da yazmış. Whannell, 1933 tarihli klasik hikayeye modern bir yorum getirmiş. Filmde Moss'a, The Haunting of Hill House'da dikkatleri üzerine çeken Oliver Jackson-Cohen ve Storm Reed ile Aldis Hodge de yer alıyor. Hep bahsettiğimiz, yayın platformlarının arasındaki rekabetin Universal'daki yansıması da canavar filmlerinin tekrar yorumlanması oldu. Frankenstein, Dracula gibi canavarlı yapımları ısıtıp tekrar masaya koymaya hazırlanan Universal önceliği The Invısıble Man' vermiş durumda. Film Şubat sonu gösterime girecek.

Grafiker ve fotografçı Emilie Möri Muson yağmurları altında telefonuyla çektiği The Red Stole çalışmasını sundu. Kızının, yağmur altında, kırmızı bir elbise ile yüzdüğü anları sonsuzlaştıran sanatçı, harekete ve dalgalanmaya odaklanırken, su yüzeyinde damlalar tarafından oluşturulan derinlik hissini de karesine taşımış. Bizleri çekildiği anın içine çekebilen fotograflar içinde bulunulan andaki katmanları da izleyicisine geçirebiliyor. Kumaşın su içinde bedeni terk ediş anı da insan ruhuna bir gönder gibi... Ayrılık sonrası sudaki serbest dolanımı ise ruhun özgür bir hayata dalışını simgeler nitelikte. fotograflar emiliemori.com'dan alınmıştır.

"Gözden göze çok sessiz trenler kalkar Konuşacaklarımız dağlar gibi birikti Öpüşeceklerimiz ummana sığmaz Ayrılık geldi üstüne tüy dikti Sabah oldu Ankara’da Oysa ruhum hala gece Kuşlar ötüyor bir kavak ağacının yalnızlığında" Sadece tiyatronun değil, sadece sanat tarihimizin değil, bu topraklara gelmiş en önemli isimlerden biri olan Ferhan Şensoy Gecedeste adlı kitabını yayınladı. Gündeste'nin devamı ve tamamlayıcısı niteliğinde olan Gecedeste Ortaoyuncular Yayınları tarafından çıkarıldı. Üstadın çocukluk defterlerine çıktığı yolculukta Viyana, Diyarbakır, Antalya, Gemlik ve Beyoğlu'na uğrarken, barlar, aşklar, turneler, otel odaları ve özlemleri de bulacağız. Olaylar ve duyguların destancı bir harmanı olan Gündeste Ferhan Şensoy'un iç dünyasına bir kapı aralıyor.

Ozzy Osbourne solo kariyerindeki 10 yıllık aradan sonra yeni albümü Ordinary Man'i duyurdu. Albümden Under The Graveyard adlı bir de şarkı paylaşan eski kurt, basın açıklamasında, başta yeni bir albüm için enerji ve isteği kendinde bulamasa da kalbini ve ruhunu koyduğu bir albüm olduğunu açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda geçirdiği kaza, ameliyat ve zatürre sonrası bu albüm herkes için sürpriz oldu diyebiliriz. Kaza sonrası içine dönen içine döndüğünü ve kendisini dinlemeye daha çok vakit ayırabildiğini söyleyen sanatçı bu sürecin müzikle dolduğunu ve albümle sonuçlandığını belirtiyor. Los Angeles'da kaydedilen albümde Guns N' Roses'ın basçısı Duff Mckagan, Red Hot Chili Peppers davulcusu Chad Smith ve gitarda da Adrew Watt'da yer aldı. 2020 Ocak'ında yayınlanacak albüm sonra Osbourne yoğun bir turneye de hazırlanıyor.

Netflix Stranger Things 4 için "Artık Hawkins'de değiliz" açıklamasını yaptığından beri, hikaye nereya taşınacak ve nasıl evrilecek büyük soru işaretiydi. Bugüne kadar da pek bir bilgi açığa çıkmamıştı. Dizinin yaratıcılarından oluşan Stranger Writers adlı Instagram hesabından yapılan ufak bir paylaşım, dizinin yavaş yavaş şekillenmeye başladığının da ipuçlarını verir nitelikte. Yeni sezonun ilk bölümünün The Hellfire Club olduğunu artık biliyoruz. Bunun yanı sıra yeni yüzler arıyoruz diyerek yapılan paylaşım küçük çetenin değişebileceği düşüncesini de uyandırıyor. Bilindiği üzere 3. sezon Joyce Ailesi'nin Hawkings'den ayrılmasıyla sonlanmıştı. Bu yeni arayışlar belki de, Will'in yeni hayatına katılacak, yeni bir arkadaş grubunu işaret ediyordur.

En son Havana Bienali'nde Giants, Peeking At The City çalışmasında bıraktığımız fotografçı ve sokak sanatçısı Jr yeni bir işe daha imza atmaya hazırlanıyor. Bu sefer İtalya'da karşımıza çıkan sanatçı yazar ve yönetmen Alice Rhorwacher ile birlikte bir kısa film projesini hayata geçirmek için kolları sıvamış. Çiftçilere karşı bir minnet olarak konumlanan An Agricultural Prayer adlı kısa filmi Jr., İtalyan şair, yönetmen ve gazeteci Pier Paolo Pasolini'den bir alıntı olan, “klasik dünya nihayet yıprandığında, bütün esnaf ve köylülerin öldüğü, artık ateşböcekleri, arılar ve kelebekler olmadığı zaman… Endüstri durdurulamaz bir üretim ve tüketim döngüsü oluşturduğunda, tarih bizim için son bulacak” sözleriyle duyurdu. Filmden paylaşılan görseller de Jr.'ın sokaktan gelen köklerini oldukça yoğun bir şekilde izleyiciye aktarıyor.

Prada ve Adidas Originals'ın Instagram hesablarından Pradaforadidas etiketiyle paylaşılan haber iki dev markanın işbirliğini duyurdu. Prada çantasındaki iki Adidas kutusu lüks segmentte iki "sneaker"ın habercisi olarak yorumlanıyor. İki kutu, iki farklı modele gönderme yapıyor olabilir diyenlerin yanı sıra iki versiyonlu tek bir model olarak yorumlayanlar da azımsanmayacak kadar çok. Son günlerde çıkan bir söylenti ise bu beklenmedik ortaklığın Adidas Prada Sailing adı altında bir modelle karşımıza çıkacağını dillendiriyor.

2013 yılında Under The Skin ile adından çokça bahsettiren Massive Attack, Radiohead ve Jamiroquai gibi isimlerin videolarını da çekmiş olan Jonathan Glazer, kariyerine filmlerle devam ediyor. Çekimleri önümüzdeki yıl başlayacak olan film 2. dünya savaşı ve soykırım konulu olacak. 6 yıl aradan sonra kamerayı tekrar eline alan Glazer soykırıma göz yumanları beyaz perdeye taşımayı amaçlıyor. "Baktığım fotografların arka planlarında, izleyenlerin, izleyicilerin yani sıradan Almanların yüzlerinden çok etkilendim. Beklemenin ve izlemenin nasıl mümkün olacağını merak eder oldum" diyor Glazer Deadline'a vermiş olduğu röportajda. Film, Martin Amis imzalı ve Auschwitz'de yaşananları kelimelere döken The Zone Of Interest romanı üzerinden kurgulanacak. Filmin yapımcılığını, en son adını The Lighthouse ve Uncut Gems ile duyuran ve yapım hayatına oldukça yüksek bir ivmeyle giren A24 üstleniyor.

Apple Tv+'ın Akademi Ödüllerinde kırmızı halıya çıkaracağı yapımı The Banker'ın tanıtım filmi yayınlandı. 1960'lardan gerçek bir hayata dayanan The Banker, bankacılık ve emlak sektöründe Amerikan rüyasına ulaşmayı hedefleyen iki Afro-Amerikan'ın başından geçenleri beyaz perdeye taşıyor. Karşılarına çıkan ırkçı engellemeleri şirketin yüzü olarak seçtikleri beyaz bir işçi üzerinden aşan Joe Morris ve Bernard Garrett'ın hikayesinde başrolleri Samuel L. Jackson ve Anthony Mackie paylaşıyor. The Adjustmen Bureau'nun yönetmeni George Nolfi filmi yönetmekle kalmayıp senaryoya da kafa yoran isimler arasında yer almış. Film Ocak Ayı'nda Apple Tv+ içeriğinde yerini alacak.

Homeland'de dikkatleri üzerine çeken ve Netflix yapımı The King'de başrolde yer alan cılız kral Timothée Chalamet 'in rap sevdasını Timmy Tim sahne adıyla yapmış olduğu performanslardan bilirdik. Amatör yıllar diyebileceğimiz o dönem kral olunca boyut değiştirmiş durumda. Yeni kral rap kariyerini Kid Cudi sahnesinde taçlandırdı. Ünlü rapçinin Long Beach'deki Complex Con'un kapanış gecesinde vermiş olduğu konsere bir çok ünlü isim katıldı. Kanye West ve Push T gibi isimlerin yanında gecenin sürprizi ise Timothée Chalamet oldu. Kid Cudi ve Push T sahneye girmeden önce bir şiir okuyan Chalamet sonrasında sahnede kalıp şarkılara eşlik etti. Şiir ise özetle şunları söylüyordu; "takip etmenin liderlik etmeye yeğ tutulduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bu dünyada lider olmak, hepimizin alışık olduğu sistem için bir problem"

Tv platformlarının sayısı arttıkça, kızışan rekabetle birlikte, yeni içerik, dizi ve filmlerin sayısı ivmelenerek artmaya devam ediyor. Amazon Prime da, yarışta geri kalmamak adına, yapımlarını her geçen gün arttırıyor. Bu yapımlardan biri de, önümüzdeki sene kayıtsız kalamayacağımız yapımlardan olacak, Hunters. Savaş sonrası Amerika'ya yerleşen ve soykırım emellerinden vazgeçmemiş bir grup Nazi'nin peşinde sürüklenen hikaye 70'li yıllarda geçiyor. Bir cinayet sonrası Nazi avcısına dönüşen karakteri, Fury'de de izleme fırsatı yakaladığımız, Logan Lerman oynarken, yol göstericisi olarak da Al Pacino'yu izliyoruz. Biz The Irishman'deki performansını sabırsızlıkla beklerken, "bu cinayet değil, sevap" sözleriyle keskin bir karakter olarak karşımıza çıkıyor ünlü oyuncu. Üstada dizide eşlik eden isimlerden bahsedecek olursak Josh Radnor, Kate Mulvany, Greg Austin, Jerrika Hinton, Tiffany Boone ve Carol Kane diye uzayıp gidiyor kadro. Dizinin yapımcılığını Get Out ve Us ile dikkatleri üzerine çeken Jordan Peele yapıyor. Monkeypaw Productions, Sonar Entertainment ortak yapımı olan dizinin pilot çekimleri ve ilk bölüm yönetmenliğini de , The Current War'ın yönetmeni, Alfonso Gomez-Rejon yapıyor. Önümüzdeki yıl gösterime gireceği düşünüşen Hunters için kesin bir tarih verilmiyor.

Travis Scott ve Nike işbirliğinden bu sefer miniklere bir ayakkabı çıktı. Air Force 1 üzerine kurgulanan tasarım Travis Scott'ın Houston geçmişi ve büyükanneyle geçen günlerden ilham alıyor. Cactus Jack adlı model süet, kanvas ve derilerden oluşan yamalı yapısıyla büyükannenin yaşadığı kırsala göndermeler içeriyor. Bağcıkların üzerine yerleştirilen ve kalın bir fermuarla zenginleştirilmiş kapamasıyla sıradışı bir görünüme bürünen Cactus Jack 160 dolarlık satış fiyatıyla 16 Kasım'da raflara çıkmayı bekliyor. fotograf: news.nike.com

Jude Law'un haylaz görüntüsü altında bir Vatikan hikayesi izlediğimiz The Young Pope'un devam niteliğindeki HBO dizisi The New Pope'tan ikinci tanıtım filmi yayınlandı. Diziden bu satırlarda daha önce, "Papa var, Papa var" başlığı altında, bahsetmiştik ama özetleyecek olursak yeni sezonda Jude Law'un canlandırdığı karakter Pius XIII'ün komaya girmesi ve ardından papa olarak seçilen Paolo III'ün yönetiminde bir Vatikan'ı izleyeceğiz. Sharon Stone ve Marilyn Manson'ı da konuk oyuncu olarak göreceğimiz The New Pope her çıkan yeni bilgi ve tanıtım filmiyle "izlenesiler" listemizdeki yerini üst sıralara taşımaya devam ediyor.

2015 yılında çıkarmış oldukları ilk elektrikli motorsikletleri ile şehir içi ulaşım araçlarında kendilerine yer arayan Gogoro'dan bir yeni modelin daha tanıtımı yapıldı. HTC'nin inovasyonundan sorumlu Horace Luke ve teknolojisinin başındaki isim Matt Taylor tarafından kurulan Gogoro hafif ve dayanıklı "scooter"lar yapmak için çıktığı yolda 4. seri olan Viva'yı "küçük sür, büyük yaşa" sloganıyla satışa sundu. Yenilikçi bagaj çözümleri ve kişiselleştirilebilir parçalarıyla eklemlebilir bir yapıya sahip olan Viva Ios ve Android uygulamalarla desteklenerek kullanıcı odaklı bir araç olarak tasarlanmış. 2,5 saatlik şarj süresine sahip lityum pile sahip olan araç sürücüsüne 85 km'lik sürüş mesafesi sunuyor. Polipropilen bir gövde kabuğuna sahip olan Viva koltuk altında 21 litrelik bir bagaja sahip. Akıllı telefon ve saatler üzerinden anahtarsız açılabilme imkanı da sunan küçük ve şirin Viva Vespa'nın epik tarihine güçlü bir rakip olacak gibi duruyor. Tayvan'la sınırlı bir satış ağı olan Gogora, Yamaha ortaklığına giderek geçtğimiz yıl dünyaya açılmış ve Goshare kiralama sistemi ile de kullanıcılara ulaşacak bir platform yaratmıştı.

Haftanın güzel haberi, efsane gruplarımızdan Rage Against The Machine'den geldi. Bizlere, Killing In The Name'in sözlerinden uydurulan, "abi bana bi poğaça" sözleriyle sokaklarda şarkılarını söyleten RATM'den uzun zamandır haber alamıyorduk. 2011'de vermiş oldukları konser sonrası solo kariyerlere yelken açan grup elemanları geçtiğimiz yıl Brad Wilk'in dürtmesiyle tekrar bir araya gelmiş ve albüm söylentileri de konuşulur olmuştu. Şimdilik bir albüm duyurusu yapılmış olmasa da RATM'den ufak bir turne açıklaması geldi. Duyurunun Şili'deki protestoların ikonikleşmiş görüntülerinden biriyle birlikte paylaşılması ve konser serisinin Meksika sınırında başlayacak olması da Los Angeles'lı grubun devrimci politik görüşlerinden hala vazgeçmediğinin de göstergesi. Zack De La Rocha dışındaki grup elemanları en son Cypress Hill ve Chuck D ile birlikte Prophets Of Rage süper grubunu kurmuşlar ve sisteme karşı "öfke"lerini ayakta tutmaya devam etmişlerdi. RATM'nin açıklamaları sonrası Chuck D ve Breal Prophets of Rage'in sona geldiğini duyursalar da sevenlerine yine de takipte kalmalarına yönelik bir açık kapı da bıraktılar.

Cadılar Bayramı'nın bu seneki en güzel ürünü "ayakkabı cerrahı" olarak tanınan Dominic Ciambrone'un kurucusu olduğu Surgeon Studios'tan geldi. Nike SB Dunk'tan yola çıkan tasarımcılar modeli, geçmişin en korkunç karakteri Freddy Krueger ve Elm Sokağı'ndan esintilerle harmanlamışlar. Air Jordan 1 Freddy adlı model Krueger'ın meşhur kazağına gönderme yapılarak el örgüsü yüzeylerle kaplanmış. Nubuk zeminler üzerine elde boyanarak yapılan sıçramış kan görüntüsü eklenirken tasarım metalik görünümlü "Swoosh"la tamamlanmış. Çok beğendim, nereden bulurum, ayıldım, bayıldım, mutlaka benim olmalı derseniz The Shoe Surgeon'ın sitesinde 2500 doları karttan çektirip sahip olabilirsiniz.

Doğup büyüdüğü toprakları neden terk eder bir insan, neden bir bilinmeze doğru yola çıkar? "Umut"tur tek cevap, hadi diyen o dürtü, göze aldıran her şeyi... Ya da "umutsuzluk"tur bulunduğun yerin seni gömdüğü. Kimi karşı kıyıda arıyor umudu, kimi mayınlı bir sınırın ötesinde, kimi de uçsuz bucaksız bir çölün diğer yanında. Tenere de bizlere "umut" ve "umutsuzluk" arasındaki devasa bir çölde, umudun peşine düşüp, sapsarı bir boşluğa doğru çıkılan bir yolculuğu anlatıyor. Tenere çöllerin çölü anlamına geliyor, bu çölde su ve şansı heybenize bolca doldurmanız gerekiyor. Bisikletiyle tanıdığımız ve Journey To Dreams belgesel serisine imza atan Hasan Söylemez'in Nijer'in Agadez bölgesinden çölü aşıp, Libya'ya ve Avrupa'ya ulaşmaya çalışanların yolculuğunu anlattığı Tenere 2 Kasım'da Zorlu PSM'de ilk gösterimini yapıyor.

DNA'sından ödün vermeden elektriklenen ve tahrik eden saf ruhuyla Taycan'ı sunan Porsche istikbalin göklerde olduğunun farkında olacak ki Boeing ile kent içi, hava ulaşımına yönelik bireysel araçlar yapmak üzere geçtiğimiz günlerde bir işbirliğine gitmişti. Pazar güçlerini, teknolojilerini ve tasarım anlayışlarını buluşturan Boeing ve Porsche öngörülen bir pazar segmentini de domine etmeye hazırlanıyorlar. Kanatlanmanya hazırlanan Porsche'nin gökyüzüne olan ilgisi bununla da kalmıyor. Çok, çok uzak bir galaksiye de göz kırpan Porsche bir işbirliğini de Lucasfilm ile gerçekleştiriyor. Star Wars: The Rise Of Skywalker için bir araya gelen iki dev tasarım dillerini birleştirerek, filmin ilk gösteriminde sergilenmek üzere, bir uzay gemisi tasarlıyor. Porsche AG'den "tasarımda Porsche DNA'sı içeren bir uzay aracı geliştirmek oldukça zor" derken iki markanın dünya çapındaki çekiciliğinin de tasarımla şekillendiğini ekliyor. Hayali bir evrenin tasarım anlayışıyla, ayakları yere basmak zorunda olan bir ürünün tasarım dillerini buluşacağı bu harman şüphesiz ki iki marka için de yepyeni bir ufuk açacak ve olasıdır ki bu işbirliği burada kalmayacak.