Search Results

John Wick evrenine yeni bir soluk getirecek olan Ballerina filminden yeni fragman yayınlandı. Ana de Armas, intikam peşindeki suikastçı Eve karakterine hayat veriyor. Film, John Wick: Chapter 4 sonrası yaşananları konu alıyor. Yönetmenliğini Len Wiseman’ın üstlendiği yapımda, Keanu Reeves, Ian McShane ve merhum Lance Reddick gibi tanıdık isimler rolleriyle geri dönüyor. Eve’in, Ruska Roma tarafından yetiştirilen bir suikastçı olarak babasının ölümünün intikamını alma hikâyesi anlatılıyor. Fragman, hem Ana de Armas’ın etkileyici aksiyon sahnelerini hem de John Wick karakterinin hikâyedeki etkisini gözler önüne seriyor. Özellikle John’un Eve’i uzaktan izlediği keskin nişancı sahnesi dikkat çekiyor.

2021’in sürpriz hiti Nobody ’nin devam filmi yolda. Bob Odenkirk, banliyö hayatı süren eski suikastçı Hutch Mansell rolüyle aksiyona geri dönüyor. Evine yapılan bir saldırının ardından bastırılmış geçmişi yeniden gün yüzüne çıkan Hutch, ailesiyle ilgili sırlarla yüzleşiyor. Yönetmen koltuğunda bu kez Timo Tjahjanto yer alırken, senaryoyu yine John Wick  evreninin yaratıcısı Derek Kolstad kaleme alıyor. Odenkirk’e RZA, Connie Nielsen ve Christopher Lloyd eşlik ediyor. İlk filmdeki şiddet dolu ama stilize aksiyon sahneleriyle dikkat çeken yapım, ikinci filmde karakterin geçmişine daha da derinlemesine inerek hem hikayeyi hem de gerilimi artırmayı hedefliyor.

Netflix ’in merakla beklenen yeni polisiye dizisi Dept Q için ilk fragman paylaşıldı. Başrolde Matthew Goode’un yer aldığı dizide, Chloe Pirrie, Alexej Manvelov, Kelly Macdonald ve Leah Byrne gibi dikkat çekici oyuncular da kadroda bulunuyor. “The Queen’s Gambit” ve “Godless” gibi beğenilen yapımlara imza atan Scott Frank, Dept Q dizisinin yaratıcı koltuğunda oturuyor. Dizi, 29 Mayıs 2025 tarihinde tüm dünyayla aynı anda Netflix platformunda yayınlanacak. Birleşik Krallık’ta geçen Dept Q, Edinburgh Polis Departmanı’nda görev yapan zeki ancak mesafeli dedektif Carl Morck’un hikayesini merkezine alıyor. Meslektaşlarıyla arasına mesafe koyan ve fazla sevilmeyen Morck, ceza niteliğinde bir görevle karanlık bir bodrum katına sürülür. Burada ona verilen görev ise artık kapanmış ya da hiç çözülememiş faili meçhul cinayet dosyalarını tekrar açmak ve incelemektir. Morck’un kendine özgü yöntemleri ve içsel çatışmaları, onu sadece çözülmesi zor davalarla değil, aynı zamanda geçmişinin hayaletleriyle de yüzleştirir. Dept Q, sadece sürükleyici polisiye kurgusuyla değil, karakter derinliği ve atmosferik anlatımıyla da dikkat çekmeyi hedefliyor. Scott Frank’in imzasını taşıyan yapım, gizemli hikayesi ve güçlü oyunculuk performanslarıyla yılın öne çıkan suç dizilerinden biri olmaya aday.

Alternatif rock grubu Garbage, 30 Mayıs’ta çıkacak olan yeni albümleri Let All That We Imagine Be the Light için yayımladıkları son single “Get Out My Face AKA Bad Kitty” ile gündemde. Parça, vokalist Shirley Manson’ın kadınlara yönelik toplumsal baskılara ve yaşa dayalı ayrımcılığa karşı sert bir duruş sergilediği güçlü sözlerle dikkat çekiyor. Sert gitar riff’leri ve çarpıcı nakaratıyla öne çıkan şarkı, grubun daha önce yayınladığı umut dolu “There’s No Future in Optimism” teklisine karanlık bir karşılık niteliğinde. Manson, şarkının çıkış noktasını "patriyarkal düzene karşı duyduğu öfke" olarak tanımlıyor. “Get Out My Face AKA Bad Kitty”, Garbage’ın hem politik hem de müzikal anlamda ne kadar etkili olabileceğini bir kez daha kanıtlıyor.

Brad Pitt’in başrolünü üstlendiği yeni Formula 1 filmi, pistlerde geçen heyecan dolu bir mentor-çırak hikayesiyle sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. Yönetmen koltuğunda, Top Gun: Maverick ile büyük başarı yakalayan Joseph Kosinski oturuyor. Filmin bu yıl içinde vizyona girmesi bekleniyor. Film, motor sporlarına veda etmiş yaşlı ve deneyimli bir Formula 1 pilotunun, kariyerinin başındaki genç ve yetenekli bir sürücüyü eğitmek üzere pistlere geri dönmesini konu alıyor. Birlikte aynı takımda yarışan ikili, zorluklarla dolu bir sezon boyunca başarıya ulaşmak için sınırlarını zorlayacak. Brad Pitt’in canlandırdığı emekli yarışçı karakterine; Damson Idris, Lewis Hamilton, Kerry Condon, Javier Bardem ve Tobias Menzies gibi ünlü isimler eşlik ediyor. Özellikle F1 efsanesi Lewis Hamilton’ın hem oyuncu hem de yapımcı olarak projede yer alması, filme gerçeklik katıyor. Yüksek hız, rekabet, dostluk ve ikinci şans temaları etrafında şekillenen yapım, hem Formula 1 tutkunlarına hem de güçlü karakter anlatılarını seven izleyicilere hitap ediyor. Gerçek yarış pistlerinde çekilen sahneleri ve sinematik anlatımıyla, F1 filmi 2025’in en çok konuşulacak spor-dram yapımlarından biri olmaya aday.

Netflix’in sevilen aksiyon serisi The Old Guard, ikinci filmiyle geri dönüyor. Başrolünde Oscar ödüllü Charlize Theron’un yer aldığı The Old Guard 2 için ilk fragman nihayet yayınlandı. Bu devam filmine, aksiyon sinemasının efsanevi ismi Uma Thurman (Kill Bill) ve Henry Golding da dahil oldu. İlk film 2020 yılında izleyiciyle buluşmuş ve yayınlandığı ilk dört haftada dünya genelinde 72 milyon hanede izlenerek Netflix’in en başarılı yapımlarından biri olmuştu. Devam filminin daha önce çıkması planlanıyordu, ancak Charlize Theron’un açıklamasına göre, “Netflix içindeki yapısal değişiklikler ve post-prodüksiyonun yaklaşık beş hafta boyunca durması” nedeniyle proje ertelendi. Yeni filmde Charlize Theron’un canlandırdığı Andy, ölümsüz savaşçılardan oluşan grubun lideri olarak güçlü bir düşmana karşı mücadele veriyor. Ekibin karşısına bu kez uzun süredir kayıp olan bir ölümsüz çıkıyor ve bu durum insanlığı koruma görevlerini daha da karmaşık hale getiriyor. Oyuncu kadrosunda ayrıca Kiandra “KiKi” Layne, Matthias Schoenaerts, Marwan Kenzari, Luca Marinelli, Chiwetel Ejiofor, Veronica Ngo, Kamil Nozynski ve yeni isimler Uma Thurman ile Henry Golding yer alıyor. Yönetmenlik koltuğunda daha önce Star Wars: The Rise of Skywalker filminde ikinci ünite yönetmenliği yapan Victoria Mahoney oturuyor. Senaryo, çizgi romanın yaratıcısı Greg Rucka, çizer Leandro Fernandez ve senarist Sarah L. Walker tarafından kaleme alındı. Film, Rucka’nın yazdığı ve Fernandez’in çizimlerini yaptığı aynı adlı çizgi romana dayanıyor. The Old Guard 2, hem karakter gelişimi hem de aksiyon sahneleriyle dikkat çekecek gibi görünüyor. Fragman yayınlandıktan sonra büyük ilgi toplarken, filmin yayın tarihiyle ilgili detaylar önümüzdeki günlerde paylaşılacak.

Cincinnati merkezli sokak giyim markası UNheardof, Adida s ile yaptığı dikkat çekici iş birliklerine bir yenisini ekliyor. Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan “Pork Chop Piggy Runner” modelinin ardından marka, Rivalry Low siluetine veda ederken duygusal bir tasarımla karşımıza çıkıyor: “Dear Naomi” – Anneler Günü’ne özel ikinci “Grandma’s Couch” yorumu UNheardof’un kurucusu Phil Lipschutz, 2023 yılında başlattığı Rivalry Low serisinde her modeli hayatındaki özel kadınlara ithaf etti. Serinin ilk modeli, genç yaşta hayatını kaybeden kız kardeşi için tasarlanan “Erika’s Poem” idi. Bu model, ruh sağlığı farkındalığını artırmak amacıyla hazırlandı. Ardından, Phil’in gençlik yıllarında yanında kalan büyükannesi Naomi'ye ithafen tasarlanan mor renkli “Grandma’s Couch” geldi. Aynı dönemde, 2011 yılında vefat eden annesine adanan “Mom’s Ugly Couch” da koleksiyona eklendi. Şimdi ise Phil, büyükannesi Naomi’nin anısını onurlandırmak için “Grandma’s Couch”un ikinci versiyonunu sunuyor. Pembeye bürünen bu özel sürüm, 2024 yılında 100 yaşında hayatını kaybeden Naomi’nin bizzat sürece dahil olmasıyla şekillendi. Üst yüzeyde yer alan çiçek desenleri, Naomi’nin kendi elleriyle seçtiği gerçek çiçeklerden ilham alınarak tasarlandı. Topuk kısmında adidas logosu Naomi’nin el yazısıyla yer alırken, burun kısmındaki “Dear Naomi” ve “Love always and forever” yazıları Phil’in büyükannesine veda mesajı niteliğinde. İç tabanlarda ise 1947 tarihli, Phil’in dedesi tarafından yapılmış Naomi portresi yer alıyor. Bu duygusal iş birliği, özel tasarım kutusuyla da dikkat çekiyor. Pembe ahşap kutu, eski tarz makyaj organizerlerinden ilhamla tasarlanmış; iç kısmında yer alan ayna, Phil’in Naomi’ye hediye ettiği lüks kozmetik ürünlerine gönderme yapıyor. UNheardof x adidas Rivalry Low “Dear Naomi”, yalnızca 600 çiftle sınırlı üretildi ve 10 Mayıs’ta sadece Cincinnati’deki UNheardof mağazasında satışa sunulacak.

Al Pacino’lu The Ritual Filminden Tüyler Ürperten Fragman Yayımlandı Korku-gerilim sinemasının yeni temsilcilerinden The Ritual, izleyiciyi karanlık bir ruhsal savaşın içine sürüklüyor. Yönetmenliğini David Midell’ın üstlendiği yapımın başrollerinde usta oyuncu Al Pacino’ya Ashley Greene, Dan Stevens ve Abigail Cowen gibi dikkat çeken isimler eşlik ediyor. Film, şeytani varlıklar tarafından ele geçirilmiş genç bir kadını kurtarmaya çalışan iki rahibin, kişisel anlaşmazlıklarını bir kenara bırakmak zorunda kaldığı ürkütücü bir şeytan çıkarma ritüelini merkezine alıyor. Karanlık güçlerle yüzleşen bu ikili, yalnızca kadının değil kendi ruhlarının da kurtuluşu için savaşmak zorunda kalıyor. Gerilim dolu atmosferi, dini temaları ve güçlü oyuncu kadrosuyla öne çıkan The Ritual, klasik şeytan çıkarma filmlerine modern bir yorum getiriyor. Yakında vizyona girecek film, korku severlerin radarına girmeye aday.

Nike ACG Mountain Fly Low GORE-TEX “Khaki/Barely Volt”: Doğada ve Şehirde Sınır Tanımayan Stil Nike , ACG (All Conditions Gear) serisinin sevilen modeli Mountain Fly Low’un GORE-TEX versiyonunu bu yaz yeni bir renk kombinasyonuyla sunuyor: “Khaki/Barely Volt”. Su geçirmez GORE-TEX dış yüzeyi, zorlu hava koşullarında bile kuru ve konforlu kalmanızı sağlarken, tasarımıyla da dikkat çekiyor. Neon yeşili ip detayları, doğa temalı khaki tonlarını dinamik biçimde tamamlıyor. Ayakkabının esnek dış kabuğu ayağınızı sıkıca sararken, topuktaki ve dildeki çekme halkaları, hızlı giyip çıkarmanızı kolaylaştırıyor. Alt tabanda yer alan React köpük ve karbon fiber plaka birleşimi, hem uzun süreli konfor hem de güçlü enerji dönüşü sunuyor. Bu gelişmiş yapı, spor otomobillerden ilham alınarak tasarlandı. Ayrıca sert zeminlerle başa çıkacak kadar iddialı dış taban çıkıntıları, her adımda güven veriyor. Nike ACG Mountain Fly Low GORE-TEX “Khaki/Barely Volt”, Yaz 2025’te $180 fiyat etiketiyle Nike.com ve seçili mağazalarda satışa sunulacak.

Spike Lee ve Denzel Washington İş Birliğinden Modern Bir Suç Draması: Highest 2 Lowest  Usta yönetmen Spike Lee ile Oscar ödüllü oyuncu Denzel Washington, sinema dünyasındaki etkileyici iş birliklerine bir yenisini ekliyor. Yeni projeleri Highest 2 Lowest , ilk fragmanıyla sinemaseverlerin karşısına çıktı. Film, 22 Ağustos 2025’te seçili sinemalarda, ardından 5 Eylül 2025’te Apple TV+ platformunda izleyiciyle buluşacak. Senaryosu William Alan Fox tarafından kaleme alınan film, Japon sinemasının efsanevi ismi Akira Kurosawa’nın 1963 yapımı kült eseri High and Low ’un çağdaş bir yeniden yorumlaması olarak öne çıkıyor. Hikâye, New York’un çetin sokaklarında geçerken müzik sektörünün güçlü bir figürünü (Denzel Washington) zorlu bir ahlaki seçimle karşı karşıya getiriyor: Bir çocuğun hayatını kurtarmak mı, yoksa kendi imparatorluğunu korumak mı? “Sektörün en iyi kulağına sahip adam” olarak tanımlanan karakter, beklenmedik bir fidye komplosunun ortasında kalırken izleyiciyi hem duygusal hem de etik sorgulamalara sürüklüyor. Filmin başrolünde Denzel Washington’a, Jeffrey Wright, Ilfenesh Hadera ve A$AP Rocky eşlik ediyor. Spike Lee, Highest 2 Lowest  ile yalnızca klasik bir suç öyküsünü yeniden anlatmakla kalmıyor; aynı zamanda sınıf ayrımı, medya etkisi ve bireysel sorumluluk gibi temaları da günümüz kent yaşamı içinde güçlü bir şekilde ele alıyor. Lee ve Washington’un bu beşinci buluşması, sinema tarihine geçen iş birliklerinin ardından izleyiciyi yeniden büyülemeye hazırlanıyor.

Son Feci Bisiklet’ten 2025’e Güçlü Bir Dokunuş: Yeni Tekli “Kapris” Yayında Türk alternatif rock sahnesinin öne çıkan gruplarından Son Feci Bisiklet, 2025 yılına yeni bir tekliyle damga vuruyor. Şubat ayında yayımladıkları “Fare” parçasının ardından grup, bu kez “Kapris” ile dinleyicilerle buluşuyor. Söz ve müziği Arda Kemirgent imzası taşıyan “Kapris”in düzenlemesi ise grup üyeleri tarafından üstlenilmiş. Son Feci Bisiklet’in özgün müzikal tarzını korurken aynı zamanda yeni bir anlatım katmanı sunan şarkı, duygusal yoğunluğu ve çarpıcı atmosferi ile dikkat çekiyor. Melodik yapısı ve güçlü sözleriyle “Kapris”, yalnızca grubun hayranlarını değil, alternatif müzik dinleyicilerini de derinden etkilemeye aday. Özellikle vokal geçişleri ve enstrümantal dengesiyle öne çıkan parça, grubun olgunlaşan sound’una da ışık tutuyor. Avrupa Müzik iş birliğiyle yayımlanan “Kapris”, şu andan itibaren tüm dijital müzik platformlarında yayında.

SpY’nin Altın Monolitler Enstalasyonu: Sanat, Güç ve Tüketimin Kesişim Noktası Sütunlar tarih boyunca gücün, dayanıklılığın ve desteğin simgesi olmuştur. İspanyol sanatçı SpY, bu kavramları yeniden yorumladığı çarpıcı bir yerleştirmeyle Fransa’nın Lille kentinde düzenlenen Fiesta Festivaline damgasını vurdu. Ancak bu “sütunlar” klasik mermer ya da granitten değil, altın rengine boyanmış nakliye konteynerlerinden oluşuyor. Golden Monoliths (Altın Monolitler) adını taşıyan bu devasa yapılar, bir şehir caddesini adeta baştan yaratıyor. Sanatçı, taşıma sektörünün simgesi olan konteynerleri yalnızca işlevsel nesneler olmaktan çıkarıp, sanatsal bir dile dönüştürüyor. Dünya çapında malların taşınmasında kullanılan bu objeler, şimdi tüketim kültürünün anıtsal birer hatırlatıcısı olarak karşımıza çıkıyor. Bu çalışmanın zamanlaması da oldukça anlamlı. Zira Donald Trump döneminde uygulanan ticaret tarifeleri gibi küresel ticaret politikaları, toplumlarda tüketim ve ekonomi üzerine yeniden düşünmeye yol açtı. SpY’nin enstalasyonu, bu ekonomik tartışmalara sanatsal bir çerçeve sunarken, aynı zamanda izleyicilere sorgulama alanı da tanıyor. Dev sütunlar arasında yürüyen ziyaretçiler yalnızca boyutlarıyla etkilenmekle kalmıyor, konteynerlerin ilk işlevini de düşünmeye sevk ediliyor. Sanatsal üretiminde toplumsal ve politik meseleleri merkeze alan SpY, geçmişteki projelerinde petrol krizi, göç ve kentsel alanların kullanımı gibi konuları yaratıcı biçimlerde ele aldı. Sanatçının şehir mobilyaları, trafik levhaları ve bariyer şeritleri gibi gündelik malzemeleri sanatsal araca dönüştürme becerisi, onun tarzının belirleyici öğelerinden biri. Golden Monoliths, sıradanı sıra dışı hale getirirken, gücün, estetiğin ve eleştirinin kentle nasıl buluşabileceğini güçlü bir şekilde ortaya koyuyor.

Road House 2 İçin Start Verildi: Yönetmenlik Koltuğunda Guy Ritchie, Başrolde Yine Jake Gyllenhaal Amazon MGM Studios, 2024 yılında izleyiciyle buluşan ve büyük ilgi gören Road House  filminin devamı için resmi olarak çalışmalara başladı. Serinin ikinci filminde yönetmen koltuğuna Emmy adayı Guy Ritchie otururken, başrolde yine Jake Gyllenhaal, eski UFC dövüşçüsü Dalton karakteriyle geri dönüyor. Yeni filmin senaryosu, Aquaman ve Bad Boys: Ride or Die gibi gişe başarılarıyla tanınan Will Beall tarafından kaleme alınıyor. İlk filmde yönetmenliği üstlenen Doug Liman, filmin sinemalarda gösterilmemesi nedeniyle Amazon’la yaşadığı anlaşmazlık sonucu projeden ayrılmıştı. Yerine aksiyon türündeki ustalığıyla bilinen Guy Ritchie getirildi. 1989 yapımı Patrick Swayze’li orijinal Road House’un modern bir uyarlaması olan ilk film, Florida Keys’te çalkantılı bir barın güvenliğini sağlamakla görevlendirilen Dalton’ın, dışarıdan sakin görünen bu bölgede saklanan karanlık sırlarla mücadelesini konu alıyordu. 2024 yapımı yeniden çevrim, senaryosunu Anthony Bagarozzi ve Charles Mondry’nin yazdığı filmle, Amazon tarihinin en çok izlenen yapımı oldu. 100 milyonluk global izlenme rakamı ile platformda rekor kıran yapım, geniş bir izleyici kitlesine ulaştı. Devam filmi Road House 2 için hazırlıklar Mayıs 2024 itibarıyla başlatıldı. Yeni film, hem aksiyon tutkunlarını hem de Jake Gyllenhaal hayranlarını bir kez daha ekran başına kilitlemeye hazırlanıyor.

Alison Goldfrapp’tan Solo Geri Dönüş: Yeni Albüm “Flux” ve İlk Tekli “Find Xanadu” Yayında Elektronik müziğin önde gelen isimlerinden Alison Goldfrapp, merakla beklenen ikinci solo albümü “Flux” ile müzik sahnesine dönüyor. Sanatçının prodüktörlüğünü kendi üstlendiği 10 parçalık albüm , A.G. Records etiketiyle ve Absolute Label Services iş birliğiyle 15 Ağustos 2025 tarihinde dinleyiciyle buluşacak. Goldfrapp, albüm sürecini bağımsız olarak yürütmenin özgürleştirici bir deneyim olduğunu belirtiyor: “Bugünlerde kendi plak şirketinize sahip olmak, yeterince şanslıysanız, oldukça mümkün. Yalnız çalışmanın zorlukları olsa da bu süreç bana ve ekibime güç ve yenilenme hissi verdi,” diyor. Albümün ilk single’ı olan “Find Xanadu”, titreşimli bas hattı üzerine kurulu sürükleyici elektronik altyapısı ve katmanlı vokalleriyle dikkat çekiyor. Retro synth tınılarıyla dans pistine davet eden parça, Flux albümünün yönüne dair ilk sinyalleri veriyor. Bu yeni albüm, Goldfrapp’ın 2023’te yayımladığı ilk solo çalışması “The Love Invention” sonrası gelen ikinci uzun soluklu solo proje olacak. Kariyerine Will Gregory ile birlikte kurduğu elektronik müzik ikilisi Goldfrapp ile başlayan sanatçı, solo üretimleriyle de adından söz ettirmeye devam ediyor. Goldfrapp, yeni albümün tanıtımı kapsamında Scissor Sisters’a destek olarak İngiltere ve İrlanda turnesine çıkacak. Turne kapsamında Manchester, Londra ve Dublin gibi şehirlerde sahne alacak.

Swarovski x Converse Chuck 70 Koleksiyonu Geliyor: Kristal Detaylarla Sokakta Parla Converse, ikonik Chuck 70 modellerine bir doz daha ışıltı katmak için Swarovski ile yeniden bir araya geliyor. Yepyeni Swarovski x Converse Chuck 70 Pack, hem şıklığı hem de klasikleri sevenleri hedef alıyor. Koleksiyon, kristal taşlarla bezenmiş iki farklı tasarımı bir araya getiriyor: Beyaz Chuck 70 High modeli, panellerden burun kısmına kadar tam anlamıyla kristallerle kaplı. Siyah Chuck 70 Low ise disko topunu aratmayan ışıltısıyla dikkat çekiyor. Bu modeller sadece şık bir görünüm için değil, aynı zamanda özel günler için de tasarlandı. Converse, her çifte gelen mavi toz torbasıyla klasik “bir şey mavi” gelin geleneğine zarif bir gönderme yapıyor. Düğün gününüzde ya da arkadaşlarınızla çıktığınız bir gecede, bu sneaker’lar adımlarınıza göz kamaştırıcı bir hava katacak. 📅 Çıkış Tarihi:  2 Mayıs 2025🛍️ Satış Noktaları: Converse.com ve SNKRS💰 Fiyatlar: Chuck 70 High – $450 / Chuck 70 Low – $350 Modaya taş ekleyen bu özel koleksiyon, sokak stilinde parlamak isteyenler için ideal. Yeni sezon sneaker trendlerine ayak uydurmak için sen de takvimini işaretle!

Jon S. Baird’in yönetmenliğini üstlendiği, başrollerinde Bryan Cranston , Allison Janney ve Benjamin Evan Ainsworth’ün yer aldığı Everything’s Going To Be Great filmi için ilk fragman izleyiciyle buluştu. Duygusal yönü kuvvetli yapım, 9 Haziran 2025’te sinemalarda gösterime girecek. Film, Smart ailesinin hayallerinin peşinden giderken karşılaştıkları zorluklara ve kişisel keşiflerine odaklanıyor. Her yaştan bireyin kendini bulma sürecine ışık tutan hikâyede, karakterler kendi seslerini bulmaya çalışırken hayatın karmaşasıyla yüzleşiyor. Aile bağları, bireysel hedefler ve içsel çatışmaların ön planda olduğu film; izleyiciye hem dokunaklı hem de ilham verici bir anlatı sunmayı vaat ediyor. Filmle ilgili güncellemeleri takip etmek için fragmanı izlemeyi unutmayın ve vizyon tarihini ajandanıza not edin.

Ronnie Fieg x PUMA Clyde: Walt “Clyde” Frazier’a 80. Yaş Kutlaması İçin Sınırlı Üretim Sneaker Kith’in kurucusu ve New York Knicks’in kreatif direktörü Ronnie Fieg, NBA efsanesi Walt “Clyde” Frazier’ın 80. yaşını onurlandırmak için PUMA ile özel bir iş birliğine imza attı. Sadece 80 çift üretilen bu friends-and-family versiyonu Clyde sneaker, hem basketbol tarihine hem de ikonik stil anlayışına bir saygı duruşu niteliğinde. Klasik Zarafet: Clyde'ın Tarzına Saygı Yeni model, Frazier’ın şıklık tutkusuna gönderme yaparak parlak kutu deri (shine box leather) üst yüzeye, özel hazırlanmış wing-tip detaylara ve dikkat çekici dikiş hatlarına sahip. Sneaker’ın dil kısmında Fieg, PUMA ve Clyde logoları kabartma olarak işlenmişken, iç tabanlarda da ortak markalamalar yer alıyor. Tasarımı tamamlayan en önemli detay ise topuk kısmındaki “10” numarası — Frazier’ın Knicks formasıyla giydiği ikonik forma numarası. Efsanevi Sohbet: Ronnie Fieg x Walt Frazier Bu özel projenin bir parçası olarak Ronnie Fieg ve Walt Frazier, yaklaşık 30 dakikalık bir söyleşide bir araya geldi. Sohbet boyunca Frazier’ın New York Knicks ile kazandığı iki şampiyonluk, NBA’in ilk imza ayakkabısına sahip oyuncusu oluşu ve “Clyde” lakabının kökeni gibi konulara değinildi. Ronnie Fieg x PUMA Clyde, hem sneaker tutkunları hem de basketbol tarihine ilgi duyanlar için koleksiyonluk bir parça. Sadece 80 çiftle sınırlı bu özel model, stil ve sporun kesişim noktasında unutulmaz bir iz bırakıyor.

Weapons Filmi 8 Ağustos’ta Vizyona Giriyor: Julia Garner ve Josh Brolin’li Korku Yolculuğu Başlıyor Zach Cregger’ın yazıp yönettiği ve yapımcılığını üstlendiği yeni korku-gerilim filmi Weapons, 8 Ağustos 2025’te Warner Bros. Pictures dağıtımıyla sinemaseverlerle buluşacak. Karanlık atmosferi ve sürükleyici anlatımıyla dikkat çeken yapım, küçük bir kasabada yaşanan gizemli olaylara odaklanıyor. Filmin oyuncu kadrosunda güçlü isimler yer alıyor: Julia Garner, Josh Brolin, Alden Ehrenreich, Austin Abrams, Cary Christopher, Benedict Wong ve Amy Madigan, Weapons’ın merkezinde yer alan karakterlere hayat veriyor. Konusu: Topluluğu Sarsan Toplu Kayıplar Hikâye, aynı sınıfa mensup 17 çocuğun bir gece ansızın ve hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolmasıyla başlıyor. Sadece bir çocuk geriye kalır ve yaşananlar küçük kasabayı derinden sarsar. Kasaba halkı bu gizemli kayıpların ardındaki gerçeği sorgulamaya başlarken, olayların sıradan bir kayıptan çok daha karanlık bir şeye işaret ettiği ortaya çıkar. Zach Cregger, Weapons’ta toplumsal paranoya, bilinmeyenle yüzleşme ve kaybolan masumiyet temalarını işliyor. Korku sinemasının klasik ögelerini modern bir yaklaşımla birleştiren yapım, hem psikolojik hem de görsel açıdan yoğun bir deneyim vadediyor. Film hem gizem hem de korku tutkunları için 2025 yazının en merakla beklenen yapımlarından biri olmaya aday. Unutulmaz bir sinema deneyimi için 8 Ağustos tarihini ajandanıza not etmeyi unutmayın.

Takashi Kuribayashi’nin Oya Genkiro No. 6 Projesi: Buhar, Şifa ve Görünmeyenin Sanatı Tokyo'nun hemen kuzeyindeki Tochigi kırsalında, ilk bakışta dev bir ağaç kütüğüne benzeyen etkileyici bir yapı yükseliyor. Ancak içine adım attığınızda, yüzlerce aynayla kaplanmış iç yüzey gözler önüne seriliyor. Japon sanatçı Takashi Kuribayashi ’nin son eseri olan Oya Genkiro No. 6 , yerel hinoki (selvi) ağaçlarından inşa edilmiş 18 metrelik etkileyici bir yerleştirme olarak karşımıza çıkıyor. Kütüğün içindeki bu görkemli aynalar, dış kabuğun doğal dokusuyla çarpıcı bir tezat oluşturuyor. Ancak yapı yalnızca görsel bir deneyimle sınırlı değil; içine ilerledikçe ziyaretçileri çok katmanlı bir sauna deneyimi  bekliyor. Parlak ahşap ve camla çevrili bu dikdörtgen yapı, 38 taş blok üzerine inşa edilmiş. İçeride ise tıpkı bir meditasyon alanı gibi damlayan buhar sesi ve odun sobasından gelen çıtırtılar huzur yaratıyor. Kuribayashi projenin internet sitesinde, “İçerideki yoğun buhar nedeniyle bir metre ötesini görmek imkânsızlaşıyor. Ancak otlar ve şifalı bitkilerden yayılan koku, tüm duyularınızı harekete geçiriyor,” ifadeleriyle deneyimi tanımlıyor. Büyük bir kazan içinde kaynatılan bu bitkiler, buhar borularıyla saunanın içine aktarılıyor. Oya Genkiro’nun Anlamı: Buharın Gücü ve Fukushima’ya Sanatsal Bir Yorum “Oya Genkiro”  ismi, Japonca’da “nükleer reaktör” anlamına gelen genshiro  ile “sağlıklı” anlamındaki genki  kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bu isim, Tochigi’ye yalnızca birkaç mahalle uzaklıktaki Fukushima Daiichi Nükleer Santrali ’ne gönderme yapıyor. 2011’deki tsunaminin ardından yaşanan felaket, atmosfere ve okyanusa radyoaktif madde sızmasına neden olmuştu. Kuribayashi bu projeyle, buharın hem yıkıcı hem de iyileştirici gücüne dikkat çekiyor. Buhar, bir yandan nükleer felaketlerde tahrip edici olabilirken, diğer yandan saunada bir şifa aracı olarak yeniden hayat buluyor. Sanatçının genel pratiğinde olduğu gibi, burada da görünmeyen şeylerin görünür kılınması ana tema olarak öne çıkıyor. Kuribayashi, “Gerçeklik görünmeyen yerlerde gizlidir. Gözle göremediğiniz bir dünyanın varlığını fark ettiğinizde, yaşama biçiminiz de değişmeye başlar,” diyerek izleyicilere alternatif bir algı kapısı aralıyor.

Linkin Park, Yeni Şarkısı "Unshatter" ile Geri Döndü Linkin Park, uzun bir aradan sonra yayınladığı yeni single "Unshatter" ile hayranlarıyla yeniden buluştu. Şarkı, grubun dönüş albümü From Zero’nun deluxe baskısında yer alan üç yeni parçadan biri olarak müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Geçtiğimiz ay yayımlanan “Up From the Bottom” ve “Let You Fade” şarkılarıyla birlikte “Unshatter” da albümün zenginleştirilmiş versiyonunda dinleyicilerle buluşacak. "Unshatter": Emily Armstrong ile Yeni Bir Başlangıç Grubun açıklamasına göre "Unshatter", Linkin Park’ın yeni solisti Emily Armstrong ile üzerinde çalıştığı ilk parçalardan biri olma özelliği taşıyor. Mike Shinoda, şarkıyla ilgili yaptığı açıklamada, “'Unshatter', From Zero’yu kaydederken tamamladığımız ilk şarkılardan biriydi,” dedi ve ekledi: “Emily’nin köprü bölümündeki güçlü vokalleri, birlikte neler başarabileceğimizin ilk işaretlerindendi.” Yeni albüm From Zero’nun deluxe baskısı, 16 Mayıs 2025 tarihinde resmi olarak müzik platformlarında yerini alacak. Linkin Park’ın yenilenen enerjisini ve Emily Armstrong'un katkısıyla şekillenen yeni tonunu keşfetmek için “Unshatter”ı dinlemeyi unutmayın!