Search Results
"land art" için bulunan sonuçlar
- Jr. Palais Garnier'de...
Sevdiğimiz sanatçılardan biri olarak Jr.'ı İran'daki protestolara katılıp öldürülen Nika Shakarami'nin fotografının yer aldığı devasa bir baskı ile New York'daki Freedoms Park'ta bırakmıştık. Sanatçının yeni adresi ise Paris Opera Binası oldu. Palais Garnier'in restorasyon çalışmaları sırasında kapatılan cephesi Jr.'ın yeni tuvali olmuş. Floransa'da bulunan Palazzo Strozzi'nin cephesine uyguladığı La Ferita (Yara) adlı eserini hatırlatan bu yeni enstalasyonda Jr. Platon'un mağara alegorisinden ilham almış. 25 Eylül'de sona ermiş baskılı ilk perdenin ardından Kasım ayında enstalasyonun ikinci perdesi açılacak ve cephedeki baskılı yüzeyin yerini işlemeli bir sahne perdesi alacak. Nakış işinde şansını becerilerini göstermek isteyenler de bu perde üzerinde yeteneklerini sergileyebilecekler.
- Takashi Kuribayashi’den Doğayla Sanatın Buluştuğu Sauna: Oya Genkiro No. 6
Takashi Kuribayashi’nin Oya Genkiro No. 6 Projesi: Buhar, Şifa ve Görünmeyenin Sanatı Tokyo'nun hemen kuzeyindeki Tochigi kırsalında, ilk bakışta dev bir ağaç kütüğüne benzeyen etkileyici bir yapı yükseliyor. Ancak içine adım attığınızda, yüzlerce aynayla kaplanmış iç yüzey gözler önüne seriliyor. Japon sanatçı Takashi Kuribayashi ’nin son eseri olan Oya Genkiro No. 6 , yerel hinoki (selvi) ağaçlarından inşa edilmiş 18 metrelik etkileyici bir yerleştirme olarak karşımıza çıkıyor. Kütüğün içindeki bu görkemli aynalar, dış kabuğun doğal dokusuyla çarpıcı bir tezat oluşturuyor. Ancak yapı yalnızca görsel bir deneyimle sınırlı değil; içine ilerledikçe ziyaretçileri çok katmanlı bir sauna deneyimi bekliyor. Parlak ahşap ve camla çevrili bu dikdörtgen yapı, 38 taş blok üzerine inşa edilmiş. İçeride ise tıpkı bir meditasyon alanı gibi damlayan buhar sesi ve odun sobasından gelen çıtırtılar huzur yaratıyor. Kuribayashi projenin internet sitesinde, “İçerideki yoğun buhar nedeniyle bir metre ötesini görmek imkânsızlaşıyor. Ancak otlar ve şifalı bitkilerden yayılan koku, tüm duyularınızı harekete geçiriyor,” ifadeleriyle deneyimi tanımlıyor. Büyük bir kazan içinde kaynatılan bu bitkiler, buhar borularıyla saunanın içine aktarılıyor. Oya Genkiro’nun Anlamı: Buharın Gücü ve Fukushima’ya Sanatsal Bir Yorum “Oya Genkiro” ismi, Japonca’da “nükleer reaktör” anlamına gelen genshiro ile “sağlıklı” anlamındaki genki kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. Bu isim, Tochigi’ye yalnızca birkaç mahalle uzaklıktaki Fukushima Daiichi Nükleer Santrali ’ne gönderme yapıyor. 2011’deki tsunaminin ardından yaşanan felaket, atmosfere ve okyanusa radyoaktif madde sızmasına neden olmuştu. Kuribayashi bu projeyle, buharın hem yıkıcı hem de iyileştirici gücüne dikkat çekiyor. Buhar, bir yandan nükleer felaketlerde tahrip edici olabilirken, diğer yandan saunada bir şifa aracı olarak yeniden hayat buluyor. Sanatçının genel pratiğinde olduğu gibi, burada da görünmeyen şeylerin görünür kılınması ana tema olarak öne çıkıyor. Kuribayashi, “Gerçeklik görünmeyen yerlerde gizlidir. Gözle göremediğiniz bir dünyanın varlığını fark ettiğinizde, yaşama biçiminiz de değişmeye başlar,” diyerek izleyicilere alternatif bir algı kapısı aralıyor.
- Self Similar
Etkileyici bir sanat haber için bu sefer Abu Dhabi'ye gidiyoruz. Kamusal sanat girişimi Manar Abu Dhabi çatısı altındaki Self Similar adlı çalışma Amerikalı sanatçı Jim Denevan imzası taşıyor. Self Similar'ın büyüklüğünü anlamak için ilk olarak sayılardan bahsedelim. Çalışma eşmerkezli 19 daire üzerine elle şekillendirilmiş 448 adet piramit ve tümsekten oluşuyor. Yaklaşık 1 kilometrekarelik bir alana yayılan eser en yüksek moktası 27 metreye ulaşıyor. Denevan "kurguladığı geçici mekanların yarattığı manzara" içinde bir deneyim yaşatmasını amaçlıyor. Tümsek ve piramitlerin arasında gezerek bu deneyimi elde etmenin yanı sıra iki gözlem tümseğinden de eserin bütününü tepeden görme şansına sahip oluyorsunuz. Devler ve cüceler hikayesi gibi içinde kendinizi küçük hissedebileceğiniz gibi esere hakim bir kudreti hissedebileceğiniz bir açıyı da size sunuyor Self Similar. Self Similar 30 Ocak 2024'e kadar ziyaret edilebiliyor.
- Ivân Argote x High Line / Dinosaur
Kolombiyalı sanatçı Ivân Argote'nin dev güvercini Nwe York High Line'yükseliyor. Dinazor adındaki alüminyum panel üzerine el boyaması eser insan ve güvercin boyutlarını tersine çevirerek güvercine pasif bir hakimiyet atfediyor. Seçilen sanat eserlerini şehir manzarasının parçası haline getirmeyi görev edinmiş sanat birliği High Line Plinth tarafından sipariş edilen eser devam eden bir seçkinin 4. eseri olarak sergileniyor. Öncesinde Simone Leigh'den Brick House (2019), Sam Durant'tan Untitled (2021), Pamela Rosenkranz'dan ise Old Tree adlı eserler sergilenmişti. Ivân Argote High Line işbirliğinde sergilenen Dinosaur 18 ay boyunca 10. Cadde ile 30. Sokak'ın kesiştiği noktada sanatseverlerle buluşacak. fotograflar: Ivan Argete/The High Line
- Icy ve Sot'tan "EU Flag"
Baskıya karşı başkaldırılarını Tebriz ve Tahran sokaklarında sanatlarıyla dile getiren ikili Icy ve Sot dünyanın farklı köşelerinde gerçekleştirdikleri yerleştirmeler ile göçmen krizine olan ilgimizi sıcak tutmaya devam ediyor. Çoğunlukla sınırların varlığını sorgulayan sanatçılar benzersiz yaklaşımları ile yarattıkları dili kullanarak insan hakları, gözaltı, kadın hakları, göçmenlerin ve mültecilerin kötü durumları, iklim değişikliği veya kapitalizmin tuzakları ile günümüz insanının çelişkilerini kendisine sorgulatıyor. 2017 yılında Berlin'de sergiledikleri ve bir pano içinden "dekupe" olup uzaklaşan elele tutuşmuş bir ailenin yerdiği "Refugees Welcome" adlı çalışmalarında vicdanımıza da seslenen ikili bir 2015-2018 arası ölen 3000 göçmeni anmak için "Missing Migrant" adını verdikleri yerleştirmeyi Ostend, Belçika'da sergilemişlerdi. Son yıllarda çelik çitler ve dikenli teller üzerinden vermek istedikleri mesajı iletmeyi tercih eden Icy ve Sot göçmen sorununun en yoğun olduğu bölgelerden biri olan Amerika-Meksika sınırında 2019 yılında yellerden oluşturdukları simgesel bir kayığı kumsala kadar inmenin ötesinde denizin içine kadar giren sınır çitlerinin hemen yanına bırakmışlardı. Aynı yıl Time Square'in ortasına bir de yine çitlerden yapılmış "The New American Flag"i dikmişlerdi. Sanatçılar benzer bir çalışmayı da yine göçmenlerin yoğun birşekilde kullandığı bir diğer nokta olan Cebelitarık Boğazı'ndaki dramı bir kez daha düşündürtmek için Lizbon'da sergilediler. Bu sefer Avrupa Birliği bayrağını eserlerine taşıyan sanatçılar farklı umutlarla yola çıkıp kendilerini mülteci kamplarında bulan göçmenlerin karşılaştıkları insanlık dışı müdahaleleri bir kez daha gündemimize getiriyorlar. Malzemesinden verdiği mesaja kadar sahip olduğu sert ve bükülmez gerçekliğe sahip olsa da "EU Flag" adlı çalışma içinde insanların umudunu da taşıyor. Bu umudu gökyüzü üzerinden görünür kılmak isteyen sanatçılar geçirgen bir yapı ile sınırın ötesinin hala var olduğunu ve tüm maviliği ile bizi beklediğini vurguluyor. Okyanusa akan nehrin yanına yerleştirilen bayrak bir çok mültecinin daha iyi bir yaşam arayışında üstlendiklerine ve yapmakta oldukları deniz yolculuğuna gönderme içeriyor.
- David Popa'dan...
Daha önce Suudi Arabistan çöllerinde karşılaştığımız Finlandiyalı sanatçı David Popa bu sefer ana kütlesinden kopmuş bir buzul üzerinde çıktı karşımıza. Kömür, tebeşir ve doğal pigmente sahip biyobozunur boyalarla devasa çalışmalara imza atan sanatçı bu çalışmasında yaşadığımız gerçekliğin geçiciliği, geçici doğallık gibi başlıkları irdeliyor.
- Marni x HOKA işbirliği: Sanat ve performansın buluşması
uzmanlığını Marni’nin cesur ve sanatsal dokunuşlarıyla buluşturan Marni x HOKA Bondi B3LS, Warhol’un pop-art
- SNIK / Still Life
SNIK , Manchester’ın Northern Quarter bölgesinde 20 metrelik yeni bir duvar resmi olan Still Life ’ı tanıttı. 2018’deki Serenity eserleriyle dikkat çeken sanatçılar, bu kez siyah çizgilerle betimlenmiş bir kadın figürü ve çiçeklerle çevrili sıcak tonlarla bir kez daha şehrin ilgisini topluyor. 20 metre yüksekliğindeki bu etkileyici mural, izleyenleri durup çevrelerini düşünmeye davet ediyor.
- CVTâ Sokak Festivali
Kısmen terkedilen ve yavaş yavaş hayalet kente dönüşen İtalya kasabalarından biri olan Civitacampomarano hayata tutunabilmek adına 9 yıldır CVTâ Sokak Festivaline ev sahipliği yapıyor. Kökleri bu şirin kasabaya kadar uzanan sanatçı Alice Pasquini tarafından tohumları atılan festival dünyanın bir çok köşesinden farklı sanatçıların işleriyle renkleniyor. Festivalde yer alan sanatçılar arasında While the World Decays çalışmalarından hatırlayacağımız İngiliz ikili Snik, sokaklarda Taxis ismiyle anılan Dimitris Trimintzios, A Tale of Two serisinin devam niteliğindeki çalışmasıyla Anders Gjenstedd ve kafa karıştırıcı yönlendirme okları ile festivale katılan İspanyol sanatçı Octavi Serra gibi isimler katıldı. fotograflar: Ian Cox
- Okse 126
Berlinli sanatçı Okse 126 noktacılığın modern yöntemi olarak tanımladığı işleri ile sokaklarda eserlerini sergilemeye devam ediyor. Şehrin kaosuna, karmaşasına ve aşırı yüklenmiş haline bir tepki olarak minimalist bir dille oluşturduğu işleri hiç beklemediğiniz bir anda, hiç beklemediğiniz bir şehrin ücra bir köşesinde karşısınıza çıkabiliyor. Okse 126 CMYK üzerinden yansıttığı sanatını "kentsel alanı dönüştürmek için yapıştırmalar, şablonlar, enstalasyonlar ve diğer yaratıcı yollarla sokakta çalışmak" olarak tanımlıyor. Duvarlara yapışan işleri bir nevi şehrin dekoratif bir parçası olmakla birlikte gören göze bir nevi "Okse buradaydı" duvar yazısı gibi bir hissi de aktarıyor.
- Jr. soruyor "sanat savaşı değiştirebilir mi?"
Savaş karşıtı bir çığlık da satırlarımızda sıklıkla yer verdiğimiz Fransız sanatçı Jr.'dan geldi. Savaşın başlamasının ardından göç dalgasının en yoğun olarak görüldüğü Lviv'de ortaya çıkan Jr. sürecin sembollerinden biri haline gelen 5 yaşındaki Valeria'yı tuvaline taşımış. Devasa işleriyle tanıdığımız sanatçı mesajını bu sever 150 metrelik bir muşamba üzerine yaptığı baskı ile vermiş. Ukraynalı bir fotografçıdan talep ettiği mülteci fotografları arasından Valeria'yı baskısına taşıyan sanatçı Polonya ormanında rulo haline getirilen çalışmasını 100 kişiden oluşan bir gönüllü grup eşliğinde sınırdan geçirmiş. Lviv'in ulusal opera binası önündeki meydanda bir barış çığlığına dönüşen eser ile Jr. sanatın savaşı değiştirebileceği umudunu taşıyor. Bu süreçte sınır bölgesinde özellikle çocukların yaşadığı zorlukları deneyimleyen sanatçı farklı sınır geçişlerinde yaşananlara destek amaçlı bir de NFT projesine imza atıyor. Sanatçı bir seri video ve görseli NFT olarak satışa sunuyor ve elde edilecek gelir ile sınır kapılarındaki mültecilere yardım amaçlı lojistik bir zincir kurulması hedefleniyor.
- Jeremy Geddes / Periphery
On yılı aşkın bir süreden sonra açtığı ilk kişisel sergisi Periphery, sanatçının sergi alanına yabancılık çektiği bir dönüş değil, aksine yeniden canlanmasını sağlayan bir deneyim oldu. Los Angeles’taki Thinkspace Projects’te gerçekleşen sergi, Geddes’in son beş yılda ürettiği eserleri bir araya getirdi. Detaylı grafit çizimlerden çarpıcı uzay mekiği kazalarına kadar uzanan eserleri, sanatçının benzersiz bakış açısını ortaya koydu. Geddes, kırılgan eserlerini dünyanın öbür ucuna göndermenin kaygı verici olduğunu kabul etse de, Thinkspace ekibinin süreci kusursuz yönetmesi sayesinde serginin başarılı geçtiğini ifade etti. Sanatçının "yavaş üretim süreci" nedeniyle serginin tek bir odak noktası etrafında şekillendiğini belirten Geddes, eserlerin doğal bir bütünlük oluşturduğunu söylüyor. Sergi, ağırlıklı olarak yabancılaşma, teknoloji ve geçicilik temaları üzerine kuruluydu. Eserlerinde, kozmonotların süzüldüğü, arabaların ve otobüslerin havada asılı kaldığı, binaların patlayarak duman gibi yükselen enkazlara dönüştüğü dinamik bir anlatım öne çıkıyor. Geddes, yeni bir eser yaratırken öncelikli olarak yakalamak istediği duygusal etkiyi izole etmeye çalıştığını ve bunu seyirciye aktarmanın en büyük zorluklardan biri olduğunu dile getiriyor. Ancak, Periphery sergisi, bu zorluğun üstesinden başarıyla gelindiğini kanıtladı. Sanatçının eserleri, izleyiciyi içine çeken beklenmedik detaylar ve sıra dışı kompozisyonlarla dolu. Thinkspace’te yılın başlarında sergilenen Periphery serisinden bazı eserler halen satışta. Sanatçı hakkında daha fazla bilgi edinmek için Jeremy Geddes’in web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
- Jr. yine iş başında
Her işinde bakış açımızı genişleten çevremizle olan ilişkimizi sorgulatan JR. epik bir çalışmasıyla daha karşımızda. Louvre'un avlusunda kurguladığı The Secret of the Great Pyramid'e benzer bir optik yanılsamayla belirli bir noktadan bakan izleyiciyi Eyfel Kulesi'nin altındaki bir boşluğa çekiyor. Eyfel'in en güzel seyredilebildiği meydanlardan Le parvis des droits de l'homme'da konumlandırılan çalışma devasa bir yarığın içerisinde kalmış bir caddeyi ortaya çıkarıyor.
- Jun Ong'dan Star/KL
"Dünya dışından gelen bir ışık varlığı" olarak tanımlanan eser The Godown ArtCenter'da 26 Mart'akadar
- Anonymouse Malmö sokaklarında
Dikkatli gözlere takılacak ufaklıktaki sokak çalışmalarıyla bilinen İsveçli sanat kolektifi Anonymouse'un son işleri için Malmö sokaklarına uzanıyoruz. 2016'da yine Malmö'de Il Topolino adını verdikleri restoran minyatürü ile karşımıza çıkan kolektif farelerin başrolde olduğu Ricotta Records çalışmasıyla bizi bizden almıştı. Pandemi kısıtlamalarından olsa gerek son zamanlarda daha çok kendi evlerinde çalışmalarına rastladığımız sanatçılar küçük bir iskele, bir müze, bir blues ve jazz müzik mekanı ile bir atari salonunu sokaklara yerleştirmişler. Yürüyüş esnasında aniden karşınıza çıkan ve gününüzü güzelleştirecek güzellikteki minyatürler özellikleufak ayrıntılar ve göndermeleriyle dikkat çekiyor. Mousers Arcade adındaki atari dükkanı Feline Fighter 2 ve Cheese Invader gibi oyunlara atıfta bulunurken saat kulesinin ardında Minervas adlı bir de bar bulunan küçük liman özellikegece vakti yanan ışıklarıyla göz alıcı bir hale bürünüyor.
- Michelangelo'nun gizli odasının kapıları açılıyor
Michelangelo'nun 50 yıl önce ortaya çıkarılan ve "Gizli Çizim Odası" olarak bilinen yeraltı koridoru, tarihle iç içe geçmiş sırlarını ziyaretçilere açıyor. Michelangelo'nun Floransa kuşatması sırasında Papa VII. Clement'in zulmünden kaçmak için sığındığı bu mekan, dehanın kireç ve karakalemle çizdiği insan figürlerine ev sahipliği yapıyor. Medici Şapellerinin altında bulunan bu özel eserler, 15 Kasım 2023 ile. 20 Mart 2024 tarihleri arasında ziyaretçilere kapılarını açıyor. Michelangelo'nun eşsiz sanatının bu özel keşfine tanıklık etmek için bu tarihleri kaçırmayın.
- Time / Rone
Sokak sanatçılarının ne zaman nerede hangi işle karşımıza çıkacağı belli olmuyor ve belki de onları değerli kılan hiç aklımızda ya da planımızda yokken bir sanat eseri ile bizi karşılaştırıyor olmaları. Bu sefer yolumuz Avustralya'ya uzanıyor ve sanatçı Rone'un duvar resimlerine göz atıyoruz. Time adlı sergide sanatçı ülkesinin terkedilmiş ve unutulmuş orta yüzyıl mekanlarını dev duvar resimleri ile süslüyor ve izleyiciye sanatını keşfetme yolu açarken mekanları da hayatla bir kez daha buluşturuyor. Aralarında bir haber ajansı, posta ofisi, santral, dikiş atölyesi gibi mekanlar bulunan 12 farklı alan yıpranmış olsalar da bırakıldıkları günkü gibi dururken Rone'un devasa portreleri besteci Nick Betterham'ın notalarından oluşan sesler eşliğinde sergileniyor.
- Mateo Humano'dan portreler
Fransız sanatçı Mateo Humano hayalindeki portreleri bizlere aktarmak için sıradışı bir portre kullanmış. Sanatçı beyaz tuvallerin yerine kendi deyimiyle "akıllıca yer verilmiş felsefi mesajların yanı sıra totem, kabile veya manevi sembollerle" bezenmiş İran halılarını tercih etmiş. Humano standartizasyon ve kitle kültürü tarafından yamyamlaştırılan kültürel kimlik sorgusunu halıda ve yüzde var olan simetri kurallarına bir insan unsuru ekleyerek, derin varlığımıza ve evrensel bilince temas eden çalışmalar ortaya koymuş. Portrelerindeki kadının varlığı ise halının dokuma ve tasarım aşamalarındaki yadsınamaz katkılarından dolayı bir onurlandırma ve saygı vurgusu olarak tanımlanmış. Diğer bir yandan da sanatçı halının dokuma ve tasarım aşamalarında katkısı yadsınamaz kadınları portrelerine taşıyarak onlara olan saygısını sunmuş.
- Steve Messam'dan Oranje ve Tunnel
Mekana özgü geçici kurulumları ile bilineni yeniden algılamamızı sağlayan sanatçı Steve Messam Blow Up Art
- Jim Bachor'dan Master Pieces
sevdasıyla beslediği tarzını yollardaki çukurlara yansıtan Jim Bachor Master Pieces adını verdiği seride Art

























