Search Results
"mural" için bulunan sonuçlar
- Shepard Fairey’den New Orleans’a Yeni Mural: Harmonious Elements
Quarter bölgesinde, Mortal Machine Gallery’deki Warning Signs sergisi kapsamında Harmonious Elements adlı muralini müzisyenleri Charlie Gabriel ve Walter Harris’i betimleyerek şehrin kültürel geçmişine vurgu yapıyor. " Mural
- Gyoda’nın devasa pirinç tarlası sanatında Demon Slayer: Tanjiro Kamado yer alıyor
Japonya’nın Gyoda şehri, Demon Slayer: Kimetsu no Yaiba hayranlarını heyecanlandıran 2025 pirinç tarlası sanatında baş karakter Tanjiro Kamado’yu öne çıkarıyor. Yıllardır farklı temalarla Guinness Dünya Rekoru kazanan Gyoda'nın bu yılki tasarımı, 18 Temmuz’da Japonya’da vizyona girecek Infinity Castle filmine özel hazırlandı. Tanbo art tekniğiyle yapılan devasa eser, yaklaşık 3 hektarlık bir alanı kaplıyor ve toplam 10.275 fide kullanılarak oluşturuldu—bu, Gyoda’daki şimdiye kadarki en yüksek sayı. Yüzlerce gönüllünün iki gün boyunca süren emeğiyle ortaya çıkan Tanjiro portresi, Temmuz ortasında tam formuna ulaşacak ve Ekim ayına kadar ziyaretçilerini bekleyecek. ABD’de 12 Eylül’de vizyona girecek Demon Slayer: Infinity Castle öncesinde Gyoda’nın bu etkileyici çalışması, serinin global popülaritesini bir kez daha gözler önüne seriyor.
- SNIK’ten Grenoble’a etkileyici duvar resmi: “Flourish”
Sessiz Bir Güç Sembolü SNIK’in Grenoble’da hayata geçirdiği “Flourish” adlı duvar resmi, katmanlı şablon teknikleriyle tamamen el işçiliğiyle oluşturuldu. Rönesans portre geleneğinden esinlenen figür, doğayla iç içe, ışıkla yıkanan siluetiyle uzaktan bakıldığında huzurlu bir görüntü sunarken, yakından incelendiğinde boya izleri, kesikler ve doku yoğunluğu sayesinde izleyiciyi yaratım sürecini sorgulamaya davet ediyor. Her şablonun elle kesildiği bu analog sanat yaklaşımı, dijital çağda nadir rastlanan bir dokunsal özgünlük sunuyor. Flourish, yalnızca sanatsal bir başarı değil, aynı zamanda insan ve sanatın direnç gücüne bir övgü olarak Grenoble sokaklarında sessiz bir ikon hâline geliyor. Photo: Andrea Berlese
- David Popa'dan...
Daha önce Suudi Arabistan çöllerinde karşılaştığımız Finlandiyalı sanatçı David Popa bu sefer ana kütlesinden kopmuş bir buzul üzerinde çıktı karşımıza. Kömür, tebeşir ve doğal pigmente sahip biyobozunur boyalarla devasa çalışmalara imza atan sanatçı bu çalışmasında yaşadığımız gerçekliğin geçiciliği, geçici doğallık gibi başlıkları irdeliyor.
- SNIK / Still Life
çevrili sıcak tonlarla bir kez daha şehrin ilgisini topluyor. 20 metre yüksekliğindeki bu etkileyici mural
- Time / Rone
Sokak sanatçılarının ne zaman nerede hangi işle karşımıza çıkacağı belli olmuyor ve belki de onları değerli kılan hiç aklımızda ya da planımızda yokken bir sanat eseri ile bizi karşılaştırıyor olmaları. Bu sefer yolumuz Avustralya'ya uzanıyor ve sanatçı Rone'un duvar resimlerine göz atıyoruz. Time adlı sergide sanatçı ülkesinin terkedilmiş ve unutulmuş orta yüzyıl mekanlarını dev duvar resimleri ile süslüyor ve izleyiciye sanatını keşfetme yolu açarken mekanları da hayatla bir kez daha buluşturuyor. Aralarında bir haber ajansı, posta ofisi, santral, dikiş atölyesi gibi mekanlar bulunan 12 farklı alan yıpranmış olsalar da bırakıldıkları günkü gibi dururken Rone'un devasa portreleri besteci Nick Betterham'ın notalarından oluşan sesler eşliğinde sergileniyor.
- NeSpoon'dan ilmek ilmek
Bir neslin evinde bulduğu her objenin üzerine itina ile serdiği ve en çok da televizyon üstlerinde kendini gösteren danteller Polonyalı sanatçı NeSpoon'un ellerinde başka bir boyuta uzanıyor. 5 kıtada 40'tan fazla ülkenin 100'den farklı şehrinin kamusal alanlarında, müze ve galerilerinde çalışmalarına yer verilen sanatçının son çalışma sı Łódź'daki 217 Wólczańska Caddesi'nde yer aldı. Birkaç sokak ötedeki bir antika dükkanında bulduğu bir danteli duvara projekte eden sanatçı 130 metrekarelik alanı 6 günde boyamış. Nespoon'un yaptığı işin zorluğu kadar güzelliğini de keşfetmek isterseniz Google Amca'nın görsellerinde aratmanızı öneririm. Karşınıza çıkan manzara muazzam. Instagram hesabından da sadece duvar resmiyle kalmayan dantel çılgınlığını keşfedebilirsiniz.
- 2,5 ay, 200.000 kapak, 45 metre ve 1 mural
Sıradışı bir mural çalışması da Caracas'tan yansıdı sayfamıza. Adeta bir nakış gibi kapakların tek tek işlendiği muralın yapım süreci 2 aydan fazla sürmüş. Mural yerel çevre organizasyonlardan ÖkoSpiri ve Movimiento de la Arquitectura del Futuro işbirliği ve Resim Farklı boyutlarda ayçiçeklerini gördüğümüz mural Caracas'ın bir çok yerinde her an karşılaşabileceğiniz
- CVTâ Sokak Festivali
Kısmen terkedilen ve yavaş yavaş hayalet kente dönüşen İtalya kasabalarından biri olan Civitacampomarano hayata tutunabilmek adına 9 yıldır CVTâ Sokak Festivaline ev sahipliği yapıyor. Kökleri bu şirin kasabaya kadar uzanan sanatçı Alice Pasquini tarafından tohumları atılan festival dünyanın bir çok köşesinden farklı sanatçıların işleriyle renkleniyor. Festivalde yer alan sanatçılar arasında While the World Decays çalışmalarından hatırlayacağımız İngiliz ikili Snik, sokaklarda Taxis ismiyle anılan Dimitris Trimintzios, A Tale of Two serisinin devam niteliğindeki çalışmasıyla Anders Gjenstedd ve kafa karıştırıcı yönlendirme okları ile festivale katılan İspanyol sanatçı Octavi Serra gibi isimler katıldı. fotograflar: Ian Cox
- Vhils'den Jose Saramago portresi
Vhils mahlası ile sokaklardan tanıdığımız Portekizli sanatçı Alexandre Farto'nun en son pandemi sürecinde São João Universitary Hospital Center'da çalışan sağlıkçıları yüceltmek için yaptığı duvar kazılamarını konu etmiştik. İlk kez 2007'de Scratching The Surface projesi'nde sıradışı yaklaşımını ortaya koyan sanatçının son çalışması Nobel ödüllü yazar José Saramago'ya bir saygı niteliğinde. Akla ilk gelen Umut Tarlaları, Kabil ve Küçük Anılar gibi unutulmaz romanların yanında denemeler, oyunlar, öykü ve şiirler de kaleme alan yazarın portresi Portekiz'in atlantiğe bakan kayalıklarına Vhils tarafından kazındı. Vhils'den jose saramago portresi Yazarın The Stone Raft romanında taş bir filikada okyanusun gelgitleriyle kaos, değişim, kader ve varoluşsal sorgulamalar içerisindeki karakterleri gibi Saramago'nun portresi de gelgitler ile mücadele ediyor. Doğanın gücü karşısında muhtemelen belirli bir zaman sonra yok olup gidecek çalışmayı Vhils "bir sanatçının gerçek armağanı, ne kadar geçici olursa olsun, evrensel anlam taşıyan ve dolayısıyla sonsuza dek süren işler yaratmaktır. José Saramago'nun sözleri ve eseri, yazıldığı gün olduğu kadar bugün de geçerli olarak, zaman içinde yankılanıyor. Zamanımızın en parlak beyinlerinden birine bir saygı duruşu olarak bu hayattan daha büyük parçayı yaratmak benim için bir onurdu. Ne kadar büyük veya ne kadar güçlü olursa olsun, asla onun mirasının büyüklüğüne ulaşamayacak - sadece onun eseri gibi, zamanın erozyonuna karşı hayatta kalabileceğini umuyorum." sözleriyle paylaştı. Vhils'den jose saramago portresi
- Jr. yine iş başında
Her işinde bakış açımızı genişleten çevremizle olan ilişkimizi sorgulatan JR. epik bir çalışmasıyla daha karşımızda. Louvre'un avlusunda kurguladığı The Secret of the Great Pyramid'e benzer bir optik yanılsamayla belirli bir noktadan bakan izleyiciyi Eyfel Kulesi'nin altındaki bir boşluğa çekiyor. Eyfel'in en güzel seyredilebildiği meydanlardan Le parvis des droits de l'homme'da konumlandırılan çalışma devasa bir yarığın içerisinde kalmış bir caddeyi ortaya çıkarıyor.
- Saype Nairobi'de
En son Benin kumsallarındaki çalışması ile satırlarımıza taşıdığımız, ülkemizde de Boğaziçi Chronicles'ın konuğu olarak Güney Kampüsü ve Haliç'te Beyond Walls projesinin İstanbul ayağında eserlerini görme fırsatı bulduğumuz "land art" önde gelen isimlerinden Saype Kenya'nın başkenti Nairobi'de. World in Progres adını verdiği proje Cenevre, New York ile birlikte Nairobi'deki Birleşmiş Milletler mezkezlerinde yer alan 3 ayaklı bir triptikin Kenya ayağı. Kendi içinde de üç bölüme ayrılan çalışma iki çocuk tarafından yaratılan ideal bir dünya tasviri. Biyolojik, doğal pigmentlerden yapılan biyobozunur boyalarla doğaya zarar vermeden yaptığı dev eserleriyle tanıdığımız Saype arazi üzerinde yarattığı modern freskiyle çocuklara bırakacağımız mirasa özen göstermemizi ve sorumluluklarımızı düşünmeye itiyor. 2020'de Cenevre'de başlayan World in Progress'in bu son ayağı 7500 metrekarelik bir alanı kaplıyor.
- INO...
Apocalypse Now Bu yazıda Tiflis Mural Festivali'nde resmettiği Blue Angel murali ile kendisine olan saygımızı DNA'sından fırçasına aktarmayı başaran sanatçı Kutaisi International University'de gerçekleştirilen KUI Mural
- Saype Beyond Walls ile Benin'de
Fransız sanatçı Saype sekizinci ayağını geçtiğimiz aylarda İstanbul'da gerçekleştirdiği Beyond Walls projesinin onuncusunu Benin'in Ouidah ve Ganvie şehirlerinde gerçekleştirdi. Birbirini sıkıca kavramış iki kol ile dünyanın faarklı köşelerinde en büyük insan zincirini sembolize eden Saype birlik olmak, yardımlaşma, nezaket gibi kavramları sorguluyor. Tarihte yaşadığı onca acıya rağmen, ders almayıp arasına duvarlar ören insanoğluna birlikte yaşam çağrısında bulunan sanatçının son adresi Ouidah kumsalı ve Ganvie'nin kıyısında bulunduğu Nokoué gölü oldu. Ouidah'ı köle ticaretinde ana merkezlerden biri olmasından dolayı tercih eden sanatçı Ganvie'yi ise bu ticaretten kaçanların sığınma noktası olmasından dolayı seçmiş. Tamamen biyolojik, doğal pigmentlerden yapılan doğaya zarar vermeyen biyobozunur boyalar kullanan Saype iki yıllık süreçte üç kıtada, 37 çift eli 77.000 metrekareden fazla ayanı boyayarak mesajını veren Saype 700 litre boya kullanarak toplamda 1000 metrekareyi kaplayan 5 fresk oluşturmuş. fotograflar: Saype adına Valentin Flauraud
- Mimozalı Kadın Enli Yokuşu'nda
İstanbul Resim ve Heykel Müzesi koleksiyonunda bulunan, Osman Hamdi Bey'in, Mimozalı Kadın eseri Karaköy'ün merdivenli sokaklarından biri olan Enli Yokuşu'nda resmedildi. Osman Hamdi Bey'in sıklıkla resmettiği günlük yaşam tablolarının yanında İstanbul Hanımefendisi, Leylak Toplayan Kız, Mihrap ve Kuran Okuyan Kız gibi Osmanlı kadınını resmettiği eserlerinden biri olan Mimozalı Kadın tablosu geçtiğimiz aylarda Moda'daki basamaklarda yer almıştı. 1906 tarihli Mimozalı Kadın'ın yeni adresi ise Kılıç Ali Paşa'daki Enli Yokuşu oldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü ve Beyoğlu Belediyesi işbirliğinde gerçekleştirilen bir proje halkın çok uğramadığı, tercih edilmeyen kamusal alanları renklendirmeyi ve uğrak yeri olma özelliğini tekrar kazandırmayı amaçlıyor. Devamı gelecek olan projenin ilk adımı olan Mimozalı Kadın şehirde yaşayanların sanatla buluşması açısından da önem taşıyor. Müzecilik ve arkeoloji gibi konularda öncü rolü üstlenen, sanat geleneğinin kurumsallaşamadığı bir ülkede bu zihniyetin temellerini atan, eserlerinde insana yer vermekten çekinen bir sanat ortamında insan figürünü yoğun bir şekilde kullanan Osman Hamdi Bey tuval üzerinde de "gelişmeci" tavrını yansıtmaktan çekinmemiştir. Aile bireylerini ve özellikle eşini bolca tuvallerine taşıyan Osman Hamdi Bey'in diğer tablolarındaki oryantalist detayların aksine desen ve ayrıntıyla süslenmemiş sade bir fon önünde eşi Marie'yi (Naile Hanım) gördüğümüz eser, resimde insan figürünün dahi hoş karşılanmadığı bir devirde, Osman Hamdi Bey'in bir başkaldırışı olarak da yorumlanabilir. Kamusal alanda varlığı çok tercih edilmeyen kadınları gerçeğin aksine hayatın içinde sokaklarda, cami avlularında ve alışverişte rengarenk kıyafetler içinde, ellerinde çiçekler ve şemsiyelerle tasvir eden Osman Hamdi Bey'in Mimozalı Kadın'ı doğulu gibi yaşayan batılı bir kadının sorgulayıcı bakışları üzerinden "derdini" izleyicisiyle paylaşıyor.
- Helen Bur Aberdeen sokaklarında
Bu sefer Aberdeen sokaklarına uzanıyoruz ve Nuart Festivali kapsamında bir duvar resmine imza atan Helen Bur'un çalışmasına odaklanıyoruz. Daha çok tuval üzerine yağlıboya tablolarıyla tanıdığımız Bur'un bu çalışmasının hikayesi, 2019 yılında, Alice ve Hugo adlı iki arkadaşını resmettiği bir duvar resmine kadar uzanıyor. Granite şehrinde yer alan çalışma yapının yıkılmasıyla birlikte yok olmuş ve sanatçı Nuart Festivali'n davetiyle birlikte Alice ve Hugo'yu hayatlarına yeni giren bebekleriyle birlikte tekrar resmetmiş. Bebekli bir ailenin oldukça doğal ve sıradan bir anını şehrin duvarlarına taşıyan sanatçı çalışmasını Alice, Hugo ve ailenin yeni üyesi için bir övgü olarak nitelerken çalışmanın yapıldığı günlere denk gelen ulusal emzirme haftasında anne sütünün gücüne bir gönderme de yapıyor. Hareket halindeki insanların endişeli anlarını konu aldğı çalışmalarına aşina olduğumuz Bur hislere odaklandığı işlerinde bize hep o anın sonrasını düşündürtüyor. forogtaflar: Clarke Joss
- Gulia Urbana bu sene Calabria duvarlarını renklendiriyor. Odağında ise İtalya Arnavutları var...
Kentsel bir sanat projesi olarak tanımlanan Gulia Urbana Calabria köylerini bir sanat merkezine çeviriyor. 2012'den beri İtalyan ve uluslararası sanatçılar davet edilerek her yıl gerçekleştirilen etkinliklerle duvarları sanat eserleri ile kaplayan gezici serginin bu yıl seçtiği konu başlığı olarak Arbëreshë (İtalyan -Arnavut ya da İtalya Arnavutları) seçilmiş. İtalya'nın güneyinde yaşayan Arnavut azınlığın kültürlerini yaşatabilmesine odaklanan serginin ilk aşaması için 4 sanatçı davet edilmiş. Sanatçılar Calabria bölgesindeki Cosenza ilinde yer alan ve bir Arbëreshë kasabası olan Santa Sofia d'Epiro'nun duvarlarını renklendirecek. İspanyol sanatçı Slim Safont elinde geleneksel Arbëreshë kıyafetleri içinde düğün fotografını tutan bir yaşlıyı tasvir ettiği çalışmasında kimliğinin, geleneğinin ve hayatta kalmak için mücadele eden dilsel bir azınlığın kültürünün korunmasını temsil ediyor. Claudio Morne Arnavut bir dansçıyı resmederken Sırp sanatçı Artez Arnavut bir çiçekçi kızı tuvaline taşımış. SteReal ise cinsiyeti sosyal bir yapı olarak tanımlarken günümüzde hala etiketlere odaklanan kültürel kalıpları kırmaya çalışıyor. Eser erkek-kadın ayrımını geride bırakarak insanları çoğulluğu içinde ele almanın önemini ifade ediyor. Pantolon-etek, mavi-pembe... Artez'in çalışması kesin bir özdeşleşme yerine sınırları silikleştirip özgürlüğümüzün değerini vurgulayan bir metafor olarak tanımlanıyor.
- Jr.
sorusuyla yola çıktığı muralı ve son olarak George Floyd cinayeti sonrası adaletsizliğe karşı gerçekleştirdiği Baskılarlar gerçekleştirdiği devasa murallarında sosyal ve politik sorunları sıklıkla sorgulayan Fransız
- Leon Keer'den Safe House
Bu senenin güzel ve üzerinde durulması gereken murallarından biri de anamorfik sokak sanatının önde gelen
- Rosie Woods...
Bulunduğu kentleri sanal kumaşları ile kaplayan Londralı sanatçı Roosie Woods'un Grenoble Street Art Fest için hazırladığı duvar resimleri soyut formları ile hayal gücümüzü harekete geçirmeyi planlıyor. Akışkan, cam gibi hissettiren, sedefli bir dokuya sahipmiş gibi duran formlarıyla zihnimizle bizi başbaşa bırakan eser yapıların cephelerini, sanki, ışıltılı bir kumaşla kaplamış gibi duruyor. Canlılık katan ışıltılı tonların tercih edildiği eser soyut olduğu kadar gerçekçiliğe de göz kırpıyor. Université Grenoble Alpes tarafından davet edilen Woods "hayal gücünüzün özgürce dolaşmasına izin veren hareketli soyut formlar" olarak belirlenen iş tanımına bekleneni tam olarak vermiş desek fazla olmayacaktır. Festival kapsamında üç duvarı renklendiren sanatçı betonun soğuk, sert ve katı tavrını bir ucun sizi alıp sürükleyen bir akışkanlıkla kırmayı da başarmış. fotograflar: Andrea Berlese

























